Alevilik, İslam içindeki bir inanç ve Arap etkisinden mümkün olduğunca az etkilenmiş Türklere özgü bir yaşam biçimi olarak tanımlanır. Ancak sadece dini bir kimlik değil; aynı zamanda kültürel, tarihi ve toplumsal yönleri olan bir yoldur. Bazı Aleviler için Alevilik bir doğuştan gelen kimlik, hiçbir çaba harcanmadan kazanılan bir özellik olsa da her Alevi anne babadan doğan da Alevi değildir.
Aleviler Osmanlı’yla olan münasebetleri dolayısıyla içe kapalı bir toplum olarak yaşadıkları için sonradan Alevi olunmaz gibi yanlış bir düşünce yerleşmiştir ancak sonradan Alevi olunabilir. Bir ırkın dini olarak kabul edilen ve sonradan girilemeyeceği söylenen Musevilik vardır ama dünyadaki tek Musevi ırk Yahudiler değildir. Tarihte Museviliği devlet dini olarak kabul etmiş Hazar Türk devleti vardır ve bunun uzantıları olan Karaylar günümüzde varlığını devam ettirmektedir.
Tarihe baktığımızda Çuvaşlar, Yakutlar, Batı Kumanlar, Peçenekler, Karamanlılar ve Gagavuzların Hristiyanlığı yüzyıllarca önce benimseyen Türk halkları olduğunu görürüz.
Şaman, Tengrici, Budist gibi farklı din, inaanç ve mezheplere mensup Türklerin sayısı da az değildir. Kısacası sonradan Alevi olunabilir.
Sonradan Alevi olmak isteyen biri ne yapmalı?
Öncelikle kendisine bu yolda rehberlik edecek bir mürşit, pir bulması gerekir. Bu makamlar günümüzde işlevini büyük ölçüde yitirmiş olsa da herhangi bir cem evine giderek bu konuda yardım isteyebilir.
Alevi öğretisini öğrenmek (dört kapı kırk makam, Ehlibeyt sevgisi, cem erkânı, vs.)
Toplulukla bağ kurmak,
Alevilik bir "cemiyet inancı"dır. Bireysel değil, toplumsal bir bilinçle yaşanır. Bu yüzden bir cem eviyle iletişime geçmek, dedelerle, analarla tanışmak çok değerlidir.
Cemevine katılmak
Sohbet halkalarına dahil olmak
Lokmalara, muhabbetlere katılmak, dedelerle görüşmek,
Alevilik hakkında derinlemesine okumalar yapmak önemlidir. Sadece dini metinler değil, aynı zamanda tarihsel, sosyolojik ve kültürel kaynaklardan da faydalanılmalıdır.
Dört Kapı Kırk Makam anlayışı
Ehlibeyt sevgisi ve On İki İmamlar
Cem törenleri, semah, nefesler
Alevi ozanları: Pir Sultan Abdal, Nesimi, Kul Himmet gibi
Alevi rehber kitaplarını okumak (Erkannameler, Buyruk, Makalat gibi)
Moral ve etik ilkeleri benimsemek (hak, adalet, eşitlik, rızalık
Ahlaki ve ruhani gelişimi esas alan yaşam tarzını seçmek
Temel Alevi yaşam biçimine bütün kalbiyle inanmak ve hayatında tatbik etmek. Hacı Bektaş Veli hazretlerinin kısa özetiyle eline, beline, diline sahip olmaktır. Bunun iki anlamı vardır: Eline sahip olmak: hırsızlık yapmamak, başkasının malını çalmamak. Beline sahip olmak: helalinden başkasına bakmamak, zina yapmamak, ahlaklı ve namuslu olmak. Diline sahip olmak: dedikodu ve gıybetten uzak durmak. Diğer bir anlamı ise el yani yaşadığın ülkeye, topraklarına sahip çıkmak. Belden kasıt ise soyunu korumak ve başka milletlerle karışmamak. Aleviler bu sayede yüzlerce yıl diğer halklardan ve topluluklardan izole bir şekilde yaşayarak Türklüklerini büyük oranda korumuşlardır. Dilden kasıt ise Türkçeye sahip çıkmaktır. Alevilerin yedi ulu ozan olarak kabul ettiği şahsiyetlerin hepsi Türk’tür ve Türk dili ve kültürüne Türkçe eserler bırakarak katkıda bulunmuşlardır.
Bazı bölgelerde ve ocaklarda, Alevi yoluna gönül vermek isteyen bir kişi ikrar verir. Bu, kişinin bu yola bilinçli ve gönüllü olarak girdiğini beyan ettiği manevi bir törendir.
Dede huzurunda yapılır
Topluluk da bu yoldaşlığı kabul eder
Yol erkanına bağlılık yemini gibidir
Bu herkes için zorunlu değildir ama sembolik ve ruhani anlamı büyüktür.
0 Yorumlar