Subscribe Us

header ads

Alevi düşmanlığı yeniden hortlatılmaya çalışılıyor

 Esad’ın devrilmesinden sonra Türkiye’de özellikle sosyal medyada yükselen bir Alevi düşmanlığı var. Bunu yaparken de yine Esad üzerinden yapıyorlar. Suriye’deki Nusayriler ile Türkiye’deki Aleviler arasında isim benzerliği dışında hiçbir ortak nokta yok, öncelikle bunu belirtelim. Suriye’de, Esad ailesinin de bir parçası olduğu topluluğun tarihsel ismi Nusayri’dir. Fransız işgali sırasında bu gruba dayatılan bir tanımdır Alevi ismi. Bu topluluk kendisini Nusayri olarak tanımlar ve Türk Aleviliğiyle ortak hiçbir yanı yoktur. Bu konuya dair detaylı bir yazı yazacağız. Konumuz şimdilik bu değil.

Esad rejimini bahane ederek, Türkiye’deki Alevilere kin kusan güruhun ortalığı karıştırmak ve Türkiye’de bir mezhep savaşı çıkarmaya çalıştığı çok açık. Bunların çoğu sabıkalı trollerden oluşuyor ve kendi mürit kitleleri var.

X platformuna girip arama kısmına “Alevi” yazdığınız zaman binlerce hakaret ve tehdit içerikli yazı çıkıyor. Bize göre tamamı, genel kabule göre ise en az yüzde doksanı özbeöz Türk olan Alevilere kusulan bu kadar nefretin, Türkiye’ye ve Türk milletine bir faydası olmayacağına göre, bu azınlık ama sesi çok çıkan azgın güruha devletin müdahale etmesi ve seslerini kesmesi lazım. Aksi takdirde birileri de bu tahriklere cevap verecek ülke yeni bir gerginlikle daha uğraşmak zorunda kalacak.

Arapların kendi aralarında meseleler yüzünden biz neden birbirimize düşman oluyoruz?

Ki yönelttikleri suçlamaların hiçbiri gerçek değil. Esad veya Nusayriler ile Türk Alevilerin arasında herhangi bir inanç veya gönül bağı olmadığını zaten açıkladık. Türkiye’den Esad rejimine destek amaçlı silahlı Alevi grupların gittiğine dair herhangi bir haber, bilgi, içerik yok. Böyle silahlı bir grup da yok. Mihraç Ural denen eleman var mesela. Bu kişi de Alevi değil Nusayri ve Arap'tır. 

Yine Türk Alevileriyle İran, Irak, Lübnan, Suriye gibi ülkelerdeki Şia çatısı altında değerlendirilebilecek İslami yorumlarla da bir benzerlik yok. Ortak nokta Hz. Ali ve 12 imam sevgisi olabilir ki bu ortaklık herhangi bir Sünniyle de aynı oranda sayılır. Türkiye’de her iki kişiden birinin ismi Ali, Hasan, Hüseyin iken; Muaviye, Yezid, Mervan gibi isimler hiç yoktur. Türkler genel itibarıyla Alicidir. Burada bir ekleme yapmayı da zorunlu görüyorum. Bizim görüşümüz ve tavsiyemiz, kimin adı olursa olsun Türkçe dışında isimler konulmaması yönündedir. Bizdeki yoğun Arapça isimlerin aksine Araplarda çocuklara Türkçe isim koyma geleneği yoktur.

Bir diğer yöneltilen suçlama terör örgütü üyeliği ve sempatizanlığı. Öcalan’ı İmralı’dan çıkartıp meclise davet eden veya ayağına elçiler gönderen Aleviler değil herhalde. Terör örgütü Hizbullah’ın yasal kanadını meclise sokan, onlara vekillik veren de sosyal platformlarda Alevilere saldıran güruhun canhıraş desteklediği partiler. Önce bir aynaya bakın isterseniz.

Yine terör örgütü DHKPC bahsi açılmış bir başka yerde. DHKPC’nin kurucu ve yönetici kadrosunun Alevilikle bir ilgisi olmadığını da daha önce yazmıştık. DHKPC bariz bir şekilde Alevilerin ezilmişliği üzerinden bir propaganda yürütüyor ve destek toplamaya çalışıyor. Bunu zaten söylüyoruz. Örgütün lideri olan ve Alevi geleneğiyle ilgisi olmayan, ailesi Alevi olmayan Dursun Karataş öldüğü zaman cenazesini sırf propaganda yapabilmek için cem evinden kaldırmışlardı. Bu yazıyı okuyabilirsiniz.

Çağlayan Adliyesi’nde, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden iki teröristin fotoğrafları konularak, yine Aleviler suçlanmış. Bu iki terörist de Alevi kökenli değil. Teröristlerden Şafak Yayla; Giresun, Çanakçı, Karabörk Köyü’nden. Burası bir Sünni Köyü. Diğer terörist Bahtiyar Doğruyol ise Ardahan, Hanak, İncedereli. Burası da bir Alevi köyü. Şehit Selim Kiraz ise Bitlisli bir Kürt.

Yani bir Aleviyle bir Sünni birlik olup, Alevilik veya Aleviler adına mı katletmişler savcıyı? Böyle bir amaçları yoksa, siz hangi ilkel dürtülerinize dayanarak Alevileri suçluyorsunuz?

Sosyalist- komünist yapıların herhangi bir dinle bağı da yoktur. Dinleri ve inançları, insanları uyutmak için kullanılan bir afyon olarak görürler ve Aleviliğe de Sünniliğe de karşıdırlar. Geneli ateisttir bu yapıların mensuplarının. Artık çoktan ateist olmuş birinin Alevilik veya Sünnilikle tanımlanması da son derece abestir.

Bir başka söylem siyasal Alevilik. Bu tanımı, siyasal İslamcı tanımını şirin göstermek ve legalleştirmek için kullanıyorlar. “Onlar bize siyasal İslamcı diyorsa biz de onlara siyasal Alevi diyelim.” Mantık güzel de siyasal Alevi nerede? Aleviler devletin hangi kurumu veya kurumlarında örgütlenmiş, çoğunluğu sağlamış hatta kurumu tamamen ele geçirmiş? Chp’li bazı belediyelerde çöpçülük dışında nerelerde çalışıyorlar mesela?

Kamu veya özel sektördeki herhangi bir işe alım yapılırken memleketine, kimin akrabası olduğuna, mezhebine, siyasi görüşüne bakmak yerine, onun eğitimine, tecrübesine, bilgisine, o iş hakkında liyakat sahibi olup olmadığına bakılsa; bugün gündemimiz böyle zırvalar değil ülkemizi ve milletimizi daha fazla nasıl kalkındırabiliriz olurdu. Bu konuda Alevileri ayıramayız çünkü bir yerde yetki sahibi olan Alevi birisi olsa, o da kendi yandaşlarını doldurmaya çalışıyor. Liyakatsizlik ülkenin genel sorunu.

Kaç tane Alevi kaymakam, vali, üst düzey bürokrat vs var? Bu konuda mağdur olan sadece Aleviler değil, malum cenahtan olmayan herkes. Zira mülakat diye bir garabet var.

Chp’nin bir Alevi partisi olduğu söylemi de son derece yanlış. Alevilerin ezici bir kesiminin CHP’ye oy verdiği doğrudur. Bu partide birkaç milletvekili ve belediye başkanı dışında Alevi yönetici olmadığı da doğrudur. Oy verdikleri partide temsil edilmeyi isteme hakları da vardır ayrıca. Diğer partiler Kürt aşiret ağalarını, tarikat kontenjanından milletvekillerini doldururken de aynı itirazları yapıyor musunuz mesela?

Yine buraya ufak bir ekleme yapalım. Dini veya etnik siyaset yapılması anayasamıza göre de suçtur ama Kürtçü, şeriatçı olduğunu açıkça ifade eden ve bu kimlikle siyaset yapan partiler de çok var. Herhangi bir partide etnikçilik de yapılmasın mezhepçilik de. Siyasi partiler böyle kutuplaşmalar üzerinden kendi kitlelerini yarattığı için sürekli buraları kaşıyorlar.

Aynı zamanda ülkeyi 22 yıldır siyasal İslamcı bir partinin yönettiği ve devletin bütün kadrolarını da kendi yandaşlarıyla doldurduğu da doğrudur. Suçunu bastırmanın en iyi yolu, aynı suçla karşı tarafı suçlamaktır derler. Bunların yaptığı aynen bu ama çok ahlaksızca saldırıyorlar.

Daha önce Çorum, Kahramanmaraş, Sivas gibi şehirlerde denenen mezhep çatışması, bu sefer Esad nefreti üzerinden tekrar denenmek isteniyor. Bu kargaşayı isteyenler araştırılsa mutlaka yabancı istihbarat örgütlerinin ajanları olduğu görülür çünkü Türkiye’yi ve Türk milletini seven hiç kimse böyle bir karışıklık istemez.

Açıkça Kürtçülük – bölücülük yapan sözde Alevi dernekleri yok mu? Çok var. Aleviler sistem tarafından dışlandığı için, onu kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya, yönlendirmeye, sömürmeye çalışan ve Alevi adı altında faaliyet gösteren dernekler de var. Nerede azılı bir terörist öldürülse, leşini cemevinden kaldırmak için sıraya giriyorlar. Bunu gören sıradan vatandaş da “bak Aleviler demek ki böyle” diyor. Hayır kardeşim böyle değil. Bizim bütün cem evlerimizde Atatürk ve Türk bayrağı asılıdır. Bunu da devlet zoruyla değil tamamen kendi isteğimizle yapıyoruz. Kimseye vatan, Türklük ve Atatürk sevgimizi ispatlamak zorunda değiliz ama Türkiye’de iç karışıklık yaratmak isteyen etki ajanı trollere de cevap vermek zorundayız.

Açıkça Alevi düşmanlığı yapan güruhla, Kürtçülük yapan Alevi dernekleri arasında da herhangi bir fark yok. Bu derneklerin çoğunun genel merkezi AB ülkelerinde ve o ülkeler tarafından fonlanıyorlar. Araştırılsa belki de her iki tarafı destekleyen de aynı ülkelerdir.

Biz bunları ciddiye almasak bile birileri bir yerlerde ciddiye alıyor. Bizi kardeş yapan inançlarımız değil Türklüğümüzdür. Birleşeceğimiz nokta da yine Türklüktür. Bunun altını kaşıyanlar, aynı zamanda Türk devletinin altını oymaya çalışan ve Türkiye’nin bölünmesini, parçalanmasını isteyen hainlerdir.



Konuyu ve örnekleri uzatmadan hacı Bektaş Veli’nin bir sözüyle bitirelim: Bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Yorum Gönder

0 Yorumlar