Siyasetçilerde koltuğa oturduğu zaman kalkmamak gibi bir alışkanlık var. Siyasi yelpazenin tüm partileri için böyle. Bazıları babadan oğula geçiyor, bazıları partileri aile şirketine çeviriyor ve yanına topladığı yancılarla birlikte kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor.
Bunlardan bizi şimdilik
ilgilendiren Kılıçdaroğlu adlı şahıs. CHP’nin başına geçmesi de zaten şaibeli
şekilde olmuştu ya neyse. 13 yıldır Erdoğan karşısında girdiği tüm seçimleri
kaybetmesine rağmen inatla koltukta oturmaya devam etti. Lafa gelince “demokrat
dede” pozları kesiyor ama uygulamaya gelince bambaşka biri. İl başkanlarını,
delegeleri, parti yöneticilerini hep kendi adamlarından seçti. Sonrası zaten
kendiliğinden geliyor. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Toplumda belli bir
oranda laiklik hassasiyeti olan, demokrasiye ve cumhuriyete gönülden bağlı bir
kitle zaten var. İnsanların bu duygularını ve o partiyi de kuran Gazi’nin
heybeti arkasına sığınarak kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Gitsene artık birader. 13 yıldır
girdiğin her seçimde tokat manyağı yapmış adam seni. Her seferinde inatla ve
ısrarla karşısına çıkmaya devam ediyorsun. Senin kişisel hırsların yüzünden bir
milletin geleceği çalınıyor. Bin kere de girsen kazanamayacaksın. Biz de yanlış
bir algıya kapılıp Alevilik yüzünden oy verilmediği inancına kapılmıştık ama
öyle değil. Alevi olması yüzünden oy vermeyen bir kitle elbette var. Chp’nin
başına kim geçerse geçsin, hiçbir şekilde oy vermeyecek bir kitle onlar. Kılıçdaroğlu’nda
zerre kadar liderlik vasfı yok. Buna oy veren %48’in hepsi Alevi mi sanki?
Tabii ki değil. Ülkenin her yerinden milyonlarca insan sırf Erdoğan’a karşı
oldukları için Kılıçdaroğlu’na oy verdiler. Kılıçdaroğlu dışında kim aday
gösterilse belki de kazanacaktı ama Erdoğan’ın karşısına kazanamayacak tek
kişiyi aday gösterdiler.
İnsanın aklına başka sorular da
geliyor. Kılıçdaroğlu gizli Akp’li olabilir mi? Benzer şekilde Devlet Bahçeli
için de aynı şeyler söyleniyordu önceleri. Bahçeli artık gizli de değil açıktan
Akp’li olduğunu gösterdi zaten. Akp’nin karşıtı gibi durup, Erdoğan’ın
çıkarlarına bu kadar iyi hizmet eden başka liderler de yoktur herhalde. Bu
satırları yazdığımız sırada CHP kurultayı yapılıyor ve Kılıçdaroğlu yanına
topladığı adamlara tezahürat yaptırarak salona giriyor. Aklı başında olan,
kişisel çıkarlarını, verilmesi muhtemel koltukları, mevki ve makamları
düşünmeden sadece ülkenin çıkarlarını düşünen herhangi bir insanın Kılıçdaroğlu’nu
savunması mümkün değil. Böylesi bir ekonomik bunalımda, ülkeyi istila eden on
milyondan fazla sığınmacının sokaklarda kol gezdiği bir dönemde, Türk
vatandaşlığı ve Türk pasaportunun değerinin eksilere düştüğü, dünyada
itibarımızın kalmadığı bir zamanda %25 oy almayı başarı sayan birinin yanında
durmak için bu vatana ve millete düşmanlık beslemek lazım.
Bugün ve yarınki seçimlerde Kılıçdaroğlu
yine genel başkan seçilir ve önümüzdeki yerel seçimlere de bu şekilde girerse
tarihinde aldığı en düşük oyu alacak. Yanına topladığı yalakaları “efendim en
az %50 alıyoruz” diye gazlasa da artık insanlar CHP’den tamamen soğudular. Bu şekilde
giderse elindeki büyükşehir belediyelerini kaybetmekle kalmayacak, Anadolu’daki
beldeleri bile kaybedecekler.
“Bize oy vermezseniz şeriat
gelecek, Afganistan olacağız” edebiyatını yemiyor artık insanlar. Madem bu
kadar Afganistan olmak istemiyorsun, kalk o koltuktan. Biraz da başkaları
mücadele etsin.
Bu arada kapak fotoğrafındaki “Kılıçdaroğlu
en iyi Akp’lidir.” sözü Ümit Özdağ’a aittir. Bu kadar konuştuktan sonra gidip
seçimlerde ittifak yaptılar. Bu satırları okuyanlara tavsiyemiz, hiçbir
siyasetçiyi ciddiye alıp değer vermeyin.
0 Yorumlar