Hepinizin de bildiği gibi voleybol mili takımımız Avrupa şampiyonu oldu. İçimizde –maalesef- yaşayan, sayıları az olan fakat sesleri çok çıkan bir güruh ise rakip takım olan Sırbistan’a başarılar diledi. Bunlar artık tamamen Araplaşmış ve kadını hiçbir alanda görmek istemeyen canlılar. Benzer bir şampiyonluğu erkek milli takım kazanmış olsa, hepsi sokağa dökülecekti ama kadınlar kazandığı için hazmedemediler. Sosyal medyadan da gördüğümüz üzere oyuncuları linç ettiler, konuyu başka başka yerlere çektiler, gündem değiştirmeye ve başarıyı gölgelemeye çalıştılar.
Bunlar kim? Bunlar Kurtuluş Savaşı için “Keşke Yunan
galip gelseydi” diyen fesli soytarının müritleri. Türklüğe alerjileri olduğu
için, Türklerin başarısını da kıskanıyorlar. Kendileri Türk milletine ait
olmadıkları için bu başarıyı sahiplenmemelerini anlayabiliriz ama bu kadar
alçakça saldırmaları kabul edilemez. Gericiliğe karşı herkesin tek vücut olması
ve bu karanlığın her tarafı kaplamasına engel olması lazım.
Dertleri oyunculardan birinin lezbiyen olması değil. Öyle
bir dertleri olsa en büyük İslami holdinglerden birinin başkanının, iki erkekle
grup yaparken videosu yayıldığı zaman tepki gösterirlerdi. Sustular. Kuran
kurslarında çocuklara tecavüz edilirken ve bütün ülke bununla çalkalanırken
tepki gösterirlerdi. Sustular. Yine en büyük tarikatlarından birinin şeyhi 6
yaşındaki kızını 29 yaşındaki adama satarken tepki gösterirlerdi. Sustular.
Bunların derdi lezbiyenlik değil, kadınların sokağa
çıkması, sosyal hayatın içinde olması, topluma karışması, dünya çapında başarılara
imza atması. Çünkü bunların savunduğu düzende kadının ne adı ne de yeri var.
Evine kapanmış ve kara çarşafa sarılmış bir canlı hayal ediyorlar.
Başka hiçbir konuda sesi çıkmayan adamlar konu kadınlar
olduğu zaman karar makamı kesiliyor ve “Şunu yapmasınlar, bunu yapmasınlar”
diye akıl veriyor. Aklı olan kendine saklasın. Kimsenin sizden akıl almaya
ihtiyacı yok. Zaten verecek bir aklınız olsa kendiniz kullanır ve bu halde
olmazdınız. İnsan Afganistan olma hayali kurar mı? Bunlar kuruyor. Hayalini kurdukları
düzene ulaşmak için önce kadınların sosyal hayattan çekilmesi lazım. Bunun için
çabalıyorlar.
Yine takımın yıldızlarından olan Melissa Vargas üzerinden de ahlaksızca saldırıyorlar. Sizin
ülkeye doldurup vatandaş yaptığınız 10 milyon Suriyelinin toplamından kat kat
daha fazla katkısı var Vargas’ın bu ülkeye. 250 bin dolara vatadaşlık
satılırken, Suriyeli, Afgan, Pakistanlı ve bilumum ne idüğü belirsiz Ortadoğuluya
peynir ekmek gibi vatandaşlık dağıtılırken sesi çıkmayan ama Türkiye’ye
şampiyonluk getiren bir sporcunun vatandaş yapılmasına böğürenlerin de zerre
kadar milli duygusu yoktur.
İsminin önünde akademisyen yazan cemaatçi artıkları
ahlaktan bahsediyor ama her ay maaşlarını alkolden alınan, genelevlerden
toplanan, faize yatırılan paralardan kesilen vergilerden alıyorlar. İşin ucunda
para olduğu için hiçbiri reddetmiyor.
Frida Kahlo ,"Ahlak, namus
deyince sadece kadından konuşan herkes ahlaksız ve namussuzdur." der.
Nietzsche de ekleme yaparak
; "Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur.”
der.
0 Yorumlar