Ülkenin gündemi anlık olarak değişiyor. Birine yetişmeye çalışırken bir anda başka bir şey çıkıyor ortaya. Akıl ve ruh sağlığını korumak isteyenler her türlü haberden ve özellikle Twitter'dan uzak durmaya çalışıyor. Malumunuz aslı gündemimiz ülkemizi istila eden kaçkınlar. Bir, üç, beş, bin, yüz bin, milyon değil on milyondan fazla kaçkın var ülkemizde. Plansız, kontrolsüz, denetimsiz ve kimliksiz bir şekilde ülkenin dört bir yanına dağılmış durumdalar. Özellikle Ramazan Bayramı’nda sokaklarda gezenlerin ezici bir kısmı bu kaçkınlardan oluşuyordu. Bizzat devletin de açıkladığı üzere hemen hepsi kaçak çalıştığı için tekrar merdiven altı atölyelerine geri döndüler ama hayatın her alanında biz bunları görmeye ve her türlü tacizlerine katlanmaya devam ediyoruz.
Muhacir ensar edebiyatıyla, hemen hepsini ele geçirdikleri medya organları vasıtasıyla, sosyal medyadaki paralı trolleriyle bu kaçkınları bize şirin göstermeye çalışıyorlar. Suriyelisi, Afganistanlısı, pakistanlısı, bangladeşlisi ve envai çeşit Ortadoğulusu ülkeyi istila etmiş durumda. İstila sözüne de kızıyorlar ama bunun başka bir izahı yok. Bu insanların bizimle hiçbir ortak yanı ve kültürü yok. Dinleri İslam olsa da bizim inandığımız İslam kesinlikle değil. Sübyancılık, oğlancılık gibi gelenekleri olan, halen çocuklarını satan, tacizin ve tecavüzün meşru görüldüğü toprakların insanları ülkemize dolmuş durumda. Yasa, kanun, nizam gibi şeylerden zerre haberi olmayan, günümüzden en az bin yıl öncesinde yaşayan bu insanları Türk toplumuna entegre etmeye çalışıyorlar.
Türkiye herkesin bildiği üzere gelişmiş bir ülke değil. Gelişmeye çalışan bir ülkeydi. Ekonomik kriz tavan yapmış, devletin açıkladığı veriler bile yüzde yetmiş enflasyon olduğunu söylüyor. Elbette ki çarşıya pazara alışverişe çıkan herkes bu enflasyonun yüzde yüz elliden bile fazla olduğunu görüyor. Devletin resmi verilerini kabul etsek bile dehşet bir kriz var ülkemizde. Bunu önlemek için de hiçbir şey yapılmıyor. “Gözlerimin içine bak.” Diye dalga geçen bakanı saymazsak tabii.
Kendi kendimize bile yetemezken on milyondan fazla kaçkının da boğazına bakıyoruz. İnsanlar artık patlama noktasına geldi. Yetkililer ise isyan edenleri ajanlıkla, provokatörlükle, dış güçlerin elemanı olmakla suçluyor. Bir yerlerden fonlanmayanlar, evine her ay erzak veya alışveriş çeki gelmeyen herkes rahatsız bu durumdan. Artık bir ev ve araba almak imkânsız hale geldi Türk vatandaşları için. Yabancılara ise bir daire fiyatına vatandaşlık veriliyor. Türk devletinin onuru hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. Burada anlatacağımız şeyler zaten herkesin bildiği ve bir şekilde dillendirdiği şeyler olduğu için uzatarak kimsenin değerli vaktini almak istemem. Ülkenin her türlü istila edilmesine, sefalet içinde sürünmemize itiraz edenlerin kapısına polis dayanıyor hemen. Bunu da her gün görüyoruz. Bir yandan sindirmeye çalışıyorlar diğer yandan ise ülkeyi terk edip gitmeye zorluyorlar.
Burada bugüne kadar herhangi bir partinin reklamını veya savunuculuğunu
yapmadım çünkü hepsi birbirinin aynısı zaten. Altılı masa diyerek önümüze
koydukları yemeğin sadece adı değişik. Sığınmacılar konusunda Akp’den farklı
bir şey söylemiyorlar. Ekonomik krizin nasıl düzeleceği, dünya devletleri
arasındaki prestijimizi ve onurumuzu nasıl geri kazanacağımıza dair elle tutulur
bir projeleri yok. Hakkını yemeyelim Ümit Özdağ var şimdilik. Altı tane
partinin yapamadığı muhalefeti tek başına yapıyor. Devletin içişleri bakanı
onun da anasına küfrediyor. Bugün herhangi bir insan Soylu’ya aynı şeyleri söylemiş
olsaydı, gecenin üçünde evinin kapısını koçbaşıyla kırıp içeri atarlardı. Bu da
hukukun ne kadar siyasetin oyuncağı olduğunu göstermesi açısından net bir kanıt
sayılır. İnsanların, devletin hiçbir kurumuna zerre güveni kalmadı artık.
“Ülkeden gidin, kendinizi kurtarın” diyenlere kulak asmayın. Biz, İngiliz’in gemisine binip kaçan Vahdettin’in değil, cebinde idam fermanıyla ülkeyi kurtarmaya giden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundayız. Kalın ve bu cennet vatanın üzerinde güller açması için, huzur ve refah içinde yaşayacağımız bir Türkiye için savaşın.
0 Yorumlar