“Boğazdan geçen tanker sayısı niye azalıyor? Çünkü Karadeniz’deki tanker yükü azalsın diye Bakü-Tiflis-Ceyhan diye bir boru hattı yapıldı. Bu boru hattının amacı zaten Karadeniz’in ve Boğazların rahatlatılmasıydı ve amacına ulaşıyor.
Türkiye 3 defa ciddi tanker kazası görmüştür. Bu kazalardan sonra tedbirler sürekli arttırılmıştır. Boğazlar şu anda dünyada kullanılan en ileri teknoloji ve uygulamalarla gemi geçişinin olduğu yerlerdir.
“Samsun-Ceyhan Boru Hattı çok daha ucuza mal olur”
Şu anda Samsun-Ceyhan diye bir boru hattı projesi daha var. Bu proje yapıldığında Boğazlardaki tanker sayısı iyice azalacak. Samsun-Ceyhan Boru Hattı, Kanal İstanbul’dan çok daha ucuza mal olur ve inşaatı çok daha kolay bir projedir. Önce Samsun-Ceyhan’ı yapın.
Montrö Rejimi, Çanakkale ve İstanbul Boğazı ile Karadeniz’i konu alır. Montrö’nün esas amacı Karadeniz’in güvenliğidir. Bugün Montrö olmasa, Karadeniz’de bugün en az 50-60 savaş gemisi olurdu.
Montrö sayesinde bugün hiçbir uçak gemisi, hiçbir denizaltı Karadeniz’e çıkamaz, hiçbir gemi 21 günden fazla Karadeniz’de kalamaz. Montrö olmazsa Karadeniz’deki güvenliğimiz tehlikeye girer.
Montrö’nün donanmalara getirdiği kısıtlamalar nedeniyle bütün emperyalist güçler bu sözleşmeden nefret eder. Batıda Montrö aleyhinde o kadar çok makale var ki şaşırırsınız.
Eskiden transit sayılabilmek için verilen süre 2 gündü, şimdi 7 güne çıkarıldı. 7 güne kadar gemiler transit sayılıyor, hiçbir ücret ve vergi ödemiyorlar. Bir yandan transit sayılma koşulları rahatlarken, adamlar niye kanala girsinler?
Proje seyrüsefer açısından da hatalı. Diyelim ki, geminin içinde bir kaza oldu tanker suyun ortasında kendi kendine patladı. Kanal, Boğazdan daha dar olduğu için kıyıdakilerin göreceği zarar riski de yine daha fazla olacak.
Dünyanın hiçbir yerinde doğal ve işleyen bir boğaz varken, yerine alternatifi yapılan yeni bir kanal yok. Dünyadan bir tane örneğini gösteremiyorlar. Ben zaten projenin yapılabileceğine inanmıyorum.
“Burada bir ada devletçiği yaratılıyor”
Kanal Projesi, Batı İstanbul Adası diye bir ada yaratıyor. Bu adada 8-9 milyon nüfus yaşıyor, km2’ye 5000 kişi düşüyor, dünyanın en yüksek yoğunluklarından biri. Yarın öbür gün büyük bir felaket, nükleer kaza vs. olduğunda bu ada nasıl tahliye edilecek?
Burada bir ada devletçiği yaratılıyor. Ada köprülerle anakaraya bağlanıyor. Bir savaş olduğunda, köprü kalır mı? Kanal yapıldığında Trakya nasıl savunulacak, buna ilişkin hiçbir planlama yok.”
45 kilometrelik kanalın 18,5 kilometresi Küçükçekmece Gölü ve Sazlıdere Barajından geçecek. 7 yılda tamamlanacak olan Kanalın proje maliyeti 75 milyar TL olarak hesaplandı. Bu parayla ülkenin kalkınmasına yatırım yapılmış olsa, Türkiye ihya olur.
Ancak burada amaç güvenlik emniyet falan değil ranttır. İnşaat sektörünü yeniden canlandırmak ve yandaşlara yüz milyarlarca lira para kazandırmaktır.
0 Yorumlar