Kendi geçmişine sahip çıkmayanlar, maziden kopuk yaşayanlar, eninde sonunda yok olmaya mahkumdur ve olacaktır. Kedi geçmişi olmayanlar, yarattığı sahte dünyasına gerçeklik katmak için başkalarının mirasını çalanlar, kendine tarih yaratanlar da, tarih önünde elbette yargılanacak ve gerçekler gün yüzüne çıkacaktır.
Fikir yaymada en etkin yollardan birisi, şüphesiz ki müziktir. Kabul edilsin veya edilmesin Türkiye’de solcu diye tabir edilen kitlenin müzik ve edebiyat dallarıyla arası çok iyidir ve kendisine taraftar toplamak için de sürekli bu mecrayı kullanmaktadır. Beslendiği kaynak ise, yok etmeye çalıştığı milletin hazinesidir.
Milliyetçi kesimdeki eksikliğin temel nedeni ise Türk halk kültüründen kopuşun bir sonucudur. Bugün dillerde pelesenk olan türkülerin hepsi, devrinde birer Türk Dili Milliyetçisi olan ozanlarımızın eserleridir. Bu hırsızlığın erken dönem farkına varan kalemlerden birisi olan büyük Türkçü Nejdet Sevinç konuyla ilgili şöyle diyor:
Marksistler bir zamanlar, benim millîyetçi muhteşem asiler olarak kabul ettiğim Köroğlu, Dadaloğlu, Pir Sultan Abdal gibi halk şairlerini sınıf savaşçısı ilân ederek, komünizme tarihî ve millî boyut kazandırmak istemişlerdir.Halbuki bu Celalî ozanların işçi veya köylü diktatörlüğü kurmak gibi bir niyetleri yoktu. Aksine Türk halk edebiyatının bu seçkin ve eylemci simaları, dönme-devşirme enderun iktidarında pekişen Osmanlı egemen sınıfına başkaldıran birer Türk Milliyetçisiydiler.
Basit bir örnek verecek olursak, 1650-1700’lü yıllarda yaşayan Türkmen ozanı Gevheri’nin meşhur “dağlara gel” türküsüdür. Türk kültürü ve mazisiyle hiçbir ilgisi ve bağı olmayan düşüncelerin, Türklüğün mirasıyla Türk düşmanlığı yapması, bizim sahip çıkmadığımız ve burun kıvırdığımız içindir.
Yine böyle dillerde pelesenk olan bir başka marş da Gündoğdu Marşı’dır. Mazisi olmayan hırsızların sözlerini değiştirerek simge haline getirdiği bu marşı, ancak askerlik yapanlar bilir. Askeri eğitimlerde yürüyüşlerde hala söylenmektedir.
26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Başkomutanlık Meydan Savaşı (Büyük Taarruz), 30 Ağustos 1922 tarihinde Türk Ordusu’nun kesin zaferi ile sonuçlanır. Afyon – Kütahya hattından İzmir’e doğru ilerleyen Türk Ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’i geri alarak 3 yıldan uzun süre işgal altında kalan topraklarımızı geri alır.
Büyük Taarruz sonrasında Gündoğdu Marşı, İzmir’in Kurtuluşu sonrasında İzmir Marşı, Türk insanının vatan uğruna canını seve seve feda etmesini anlatmak için yazılmıştır.
Büyük Taarruz sonrasında Gündoğdu Marşı, İzmir’in Kurtuluşu sonrasında İzmir Marşı, Türk insanının vatan uğruna canını seve seve feda etmesini anlatmak için yazılmıştır.
Orijinal hali ise tam olarak budur;
Gün doğdu hep uyandık,
Siperlere dayandık
İstiklalin uğruna da,
Al kanlara boyandık.
Siperlere dayandık
İstiklalin uğruna da,
Al kanlara boyandık.
Sandılar Türk uyudu,
Ata cenge buyurdu,
Türkün asker olduğunu,
Dünyalara duyurdu.
Ata cenge buyurdu,
Türkün asker olduğunu,
Dünyalara duyurdu.
Ülkemiz Türk ülkesi,
Aşık eder herkesi
Üstümüzden eksilmesin
Al bayrağın gölgesi.
Aşık eder herkesi
Üstümüzden eksilmesin
Al bayrağın gölgesi.