Madem sağır sultanın bile duyduğunu tekrarlamak moda oldu. Geri mi kalacağız?.. Biz de uyalım!..
30 yıllık tarihinde bölücü terör örgütü PKK, ilk defa kış üslenmesini şehir merkezlerinde yaptı…
Çözüm/çözülme süreci ne mi sağladı?..
Şunu hiç lafı uzatmadan söyleyebilirim; 30 yıldır ilk defa PKK terör örgütü kış üslenmesini otele çevirdiği evlerde yaptı. Yani, kırsalda mağaralarda, inlerinde değil şehir merkezlerinde evlerde kışı geçirdi, geçiriyor. Bir terör örgütü düşünün ki “çözüm” adı altında bir süreç başlatıyorsunuz ve dağda, kırsalda bulunan örgüt 2 yıl içinde şehir merkezlerine yerleşiyor ve ardından da şehir savaşları başlatıyor. “Çözüm süreci”nde “içtiğimiz baldıran zehri” her gün ardı ardına gelen şehitlerle kendini gösteriyor. Bu sürecin, PKK için hayat öpücüğü olduğunu ancak anlıyoruz!..
Ne oldu da PKK terör örgütü bu seviyeye geldi?.. (buraya genç okurlarım, akıllı telefonlarından gülücük koysun.
Bunun iki ayağı var; birincisi silah temini, ikincisi militan temini.
Terör örgütünün bu süreçte Suriye’deki kazanımları sayılmaz ise Türkiye’de iki önemli kazanç elde etti. Birincisi; bölgede elini kolunu sallayarak dolaştığı o malum süreçte bölge insanını haraca bağladı. Sözde vergi adı altında iş adamlarından esnaftan para topladı. Vatandaş, derdini anlatmak istediğinde maalesef bir yerlerde oturanların KCK mahkemelerini adres gösterdiğini biliyoruz. “PKK’ya gidin”, “KCK’ya şikayet edin” dendi. İnsanımız yalnız bırakıldı. Örgüt sadece haraç mı topladı? Ne kadar arazi varsa uyuşturucu tarlasına çevirdi. Sınır güvenliğinin olmadığı ülkelerden gelen uyuşturucuyu ülke içinde pazarladı. Elde ettiği gelirle ne mi yaptı?.. İşte, şu anda şehir merkezlerinde bulunan silah ve cephanelik depolarını oluşturdu. İlçe merkezlerini silah deposuna çevirdi. Elde ettiği kirli paralarla istikrarın olmadığı Irak ve Suriye’den silah temin etti. Sadece bununla da yetinmedi bu paralar Yüksekova’da oluşturduğu sözde merkez bankasında “özerklik” için bekletiliyor. Ayrıca PYD’ye Suriye’de yağdırılan silahların bir bölümünü de Diyarbakır, Hakkâri ve Şırnak il ve ilçelerine taşıdılar.
İkinci olarak ne mi yaptı?..
Çözülme sürecinin başında kurduğu (3 Ocak 2013) YDG-H sayesinde eleman temin etti. Bunların içine bizim Yenimahalle’nin yönlendirdiği çömezlerin kümelendiğini görünce de işi sağlama almak için her 12 YDG-H elemanının başına Kandil’den eli kanlı bir teröristi “Apollo timi” lideri olarak atadı. Cizre’de, Lice’de, Nusaybin’de, Başkale’de, Silopi’de Yüksekova’da, Beytüşşebap’ta bu YDGH sözde polis okulları mezun vermedi mi?.. Hep birlikte bunların mezuniyet törenlerini izlemedik mi?
Başka neler mi oldu?.. (buraya da bir gülücük.
“Çözüm süreci”nde sınırdan öteye giden işe yaramaz militanlara dokunulmadığı gibi sınırdan içeri giren uzman teröristler de önlenmedi. Şöyle ki; bu süreci iyi değerlendiren örgüt, ileride yapacağı sözde öz savunma ve şehir savaşları için seçtiği militanlarını pişmanlık yasasından yararlandırarak yurda soktu. Eskiden pişman olanlar önce “ağırlanır” sonra ise örgüt hakkında istihbarat verdikten sonra takibi yapılmak suretiyle serbest bırakılırdı. Ondan sonra da bunların verdiği istihbaratla örgüt yuvaları imha edilirdi. Peki, bu süreçte ne oldu?.. Aman sürecin hassasiyetine uyalım, Kandil’i kızdırmayalım diye hareket edenler 8’erli gruplar halinde gelen pişmancıların yurda girişine izin verdi. Onları sorguya alan olmadı, istihbarat istenilmedi, sonrasında takip yapılmadı. Uyanık yargı görevlileri şunları hele bir sorgulayalım dediğinde hemen BDP-HDP’li vekiller devreye girdi. Beşir abilerini aradılar. Valiler eliyle bunların sorgusuz sualsiz salıverilmesi sağlandı. İsterseniz internete girin bir bakın!.. “Şırnak’ta 8 terörist pişmanlık yasasından yararlandı” şeklinde o süreçte onlarca haber var. İçeri giren 8’ler daha sonra bölünerek her biri 12 şer kişiden oluşan YDGH’lilerin başına geçti. Bunları eğitti, içlerinden tuzaklama yapabilecekleri, nişancıları tespit etti. Sonra bunlar Kandil’de özel eğitim görüp geldiler. Zaten sicillerinde bir şey görünmediği için rahatça hareket ettiler. Çünkü bunların enselenmesine, sicillerinin bozulmasına meydan verilmedi.
Hatta, Şırnak’ta 490 kişinin teslim olduğu, 17’sinin ancak tutuklandığını hatırlayalım. Onlar da her halde araya karışmış!.. Çünkü, örgüt “çözüm süreci”nde kevgire dönen güvenlik güçlerine her hangi bir örgütçü takılmasın diye özel gayret sarf etti. Bizde onları görmemek için özel gayret sarf etmişiz!.. Oralarda şehit düşen her bir Mehmetçiğin vebali bunlara göz yuman(lar)da.
İşte, -özetle- bu şekilde hem cephaneliği hem de savaşacak elemanları oldu örgütün. Özerklik yolunda sözde öz savunmaya geçen örgüt, Cizre, Silopi ve Sur’da… Başka yerlerde var ama yazmayayım şimdi… Şimdi de “asker polis bunları temizlesin” diyoruz. Sen, “Kürt halk önderi” olarak gördüğün Apocuğunla bunu çözsene!..
“Yeni çözüm süreci”nin (neresi yeniyse-aht-) açıklandığı şu günde bir Ankara gazetecisinden yorum beklediğinizi tahmin ediyorum. Bu yazı da Mardin üfürmesine (!) cuk oturur.
Fakaat!.. İktidarı ve muhalefeti ile bu siyasi yapı devam ettiği sürece bu satırlar aktüelliğinden hiç bir şey kaybetmez.
Tek fark olur;
Bir dahaki yazının başlığını “PKK, Vali Konağı’na yerleşti” diye atarım!.
Ahmet Takan Yeniçağ Gazetesi