İstek fazla olunca, Türkiye’de son günlerde bir anda yeşeren Türkmen aşkına dair birkaç satır kelam etmek zorunlu oldu. Şahsi fikirlerimdir, zamanla değişebilir veya sabit de kalabilir ama şu anlık gödüklerimi aktarıyorum.
Dünyanın dört bir yanını geçtim, Rus emperyalizminin boyunduruğu altında can çekişen esir Türkleri geçtim, Güney Azerbaycan’da Farsların, Karabağ’da Ermenilerin mezalimi altında yaşayan Türkleri de geçtim, Kerkük’te Suriye’de can çekişen Türkmenleri bile geçtim, Türkiye’de kendi ana vatanında yaşayan Türklere bile sahip çıkmadı bu hükümet. Öyle ki, bu ülkede artık “Türk’üm” demek bölücülükle eşdeğer hale getirildi. Bizzat ülkeyi yönetenler tarafından Türklük kötülendi, aşağılandı, hor görüldü, ayaklar altına alındı.
Hal böyleyken son bir ayrı bir anda Türkmen sevdalısı haline geldik. Buradaki çoğul eki bizim şahsımıza değil elbette. Biz yurdumuz ve milletimiz için, o milletimizin dünyanın dört bir yanında yaşayan her bir ferdi için sonsuz muhabbet ve sevgi duyar, uğruna can vermeyi göze almaktan bir an bile geri adım atmayız.
Burada kastedilen hükümet ve artık onun babasının çiftliği haline gelmiş devlet erkidir. Irak ve Suriye’de yıllardır savaş var. Buna rağmen, Türkiye’nin oralarda yaşayan soydaşlarımıza karşı en ufak bir ilgisini, koruma refleksini göremedik.
Türkiye’nin besleyip büyüttüğü adam (!) ettiği Barzani ve Talabani çetesi yıllardır Irak’taki Türklere sistemli bir soykırım uyguluyor. Türkmenler yerlerinden sürüldüler. Tapu daireleri yakıldı ve Türkmen yerleşim yerlerine kürtler yerleştirildi. Türkmen şehirleri planlı bir şekilde Kürtleştirildi. Hükümet buna dair tek kelam dahi etmedi.
Irak Türkmenleri kürtlerle uğraşırken üstüne bir de IŞİD adlı dinci terör örgütü çıktı. Türkmenlerin büyük çoğunluğu Alevi-Şii olduğu için, doğal olarak katledileceklerin birinci sırasındaydı. Nasiplerini de aldılar.
Hükümet, IŞİD terörüne karşı da Türkmenlere sahip çıkmadı. Anavatanına dönmek isteyenlere ise kapıları kapattı, sınır boylarında bekletti. Bizzat şahit olduğum için söylüyorum; geçen yıl kaçan 300’den fazla Türkmen’i, kamplarda yer olmadığı gerekçesiyle kamplara almamışlar, sokağa terk etmişlerdi. Ev bulununcaya kadar günlerce cemevlerinde ağırladık biz Türkmenleri. Kamplarda yer vardı fakat bu yerleri daha önemli konuklar için ayırmışlardı. Araplar ve Kürtler.
Aynı şekilde Suriye’de yaşayan Türkmenler için de hükümetin hiçbir girişimi olmadı. Bunun yerine Türkmenleri katleden dinci teröristlere tonlarca silah gönderdiler. İlaç, ilk yardım, yiyecek vardı diyorlardı fakat bir numaranın itirafı ve gazete manşetlerinden öğrendik ki o tırlarda silahlar vardı. Kime gitti peki? Türkmen liderleri aynı günlerde açıklama yapmışlardı, “bize hiçbir şey gelmedi” diye.
Gittiği yer belli. IŞİD, El Nusra, ÖSO, El Fetih gibi cihatçı terörist gruplar.
Yukarıdaki cihatçı teröristler daha bir ay önce Tuzhurmatu’da Türkmen katliamı yaptılar, hükümetin tek satır açıklaması tepkisi olmadı.
Fakat son günlerde bir anda Bayır Bucak Türkmenleri diye sevdası başladı hükümetin. Akp kitlesi ve kadrosunun başı çektiği bir “Türkmenler katlediliyor” sesi yükseldi.
Irak Türkmenlerinde olduğu gibi Suriye Türkmenleri içinde de fazlaca Alevi Türkmen nüfusu bulunuyor. İkide bir “Alevi Türkmen” sözünü mezhepçilik yapmak için, ayrılık çıkarmak için söylemiyoruz. Durumun tam olarak anlaşılması için tekrar tekrar belirtme gereği duyuyoruz.
Örmeğin bir haberde “Bayır Bucak Türkmenleri’ne yardım için El Fetih ve El Nusra’dan gruplar desteğe geldiler” gibi bölümler vardı. İsmi geçen gruplar daha bir ay önce Türkmen katliamı yapan gruplar, yardıma neden gelsinler?
“Bayır Bucak’ta Türkmen kaldı mı?” Sorusu ister istemez akıllara geliyor. Buralarda yaşayan Türkmenlerin bir kısmı rejimin himayesinde daha aşağı bölgelere gitti, diğer bir kısmı ise Türkiye’ye sığındı.
Buradaki direniş veya savaşı destekleyenler ise Alperen Ocakları, Müslüman Anadolu Gençliği gibi dinci gruplar. Geçtiğimiz günlerde bölgeye giden BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, El Nusra bayrağı altında pozlar verdi. Sadece bu neden bile, bu konuya şüpheyle bakmak için yeterli benim için.
Bölgede yaşayanlar, Türkmen olup olmadığı belli bile olmayan birkaç bin cihatçıdan başkası değil. Bu cihatçıların da ellerine fırsat geçtiği anda, diğer mezhepten olan soydaşlarını katledeceği yüzde yüz bir gerçek iken, ben bu grupları desteklemem.
Kimse kusura bakmasın.
Akp gibi Türk düşmanı, Türklüğü ayaklar altına alan bir partinin Türkmenlere sahip çıkacağına da zerre kadar inanmıyorum.