Devlet değil Tayyipgiller şirketi sanki adı da Tayyiban Cumhuriyeti olmuş. Ülkeyi bir başbakan değil hırsızları koruyan, onları adalete teslim etmeyen, yargıya müdahale ederek olayların seyrini değiştiren bir çete reisi yönetiyor. Yıllar önce yırtık ayakkabılarla başladıkları siyasete, içi dolar avro dolu ayakkabı kutularıyla devam ediyorlar. Din iman dürüstlük edebiyatıyla sömürdükleri soydukları milleti halen de kandırıyorlar.
İnlerine kadar gireceğiz, bu yapıyı tasfiye edeceğiz diyor diktatör hazretleri. Sanırsınız bu modern sarıklı şakirtleri biz yerleştirdik ve şimdi deşifre olduk.
AKP ve Fethullahçılar aynı ağacın dalları, aynı meyvenin çekirdekleridir. Aralarında çıkan rant kavgası sonucunda kılıç kuşanmışlar ve koskoca bir ülkeyi ve milleti de bu kör dövüşünde oyuncak etmeye çalışmaktalar.
Yıllardır “amaca giden yolda her şey mubahtır” diyerek hizmete köle elemanlarını devletin her kademesine yerleştirip sinsi amaçları doğrultusunda canhıraş çalıştırıyorlar. Şimdiye kadar, şirketlerin birleşmesi uğruna evlendirilen patron çocukları gibiydiler. Öküz ölünce ortaklık da bitti doğal olarak ve sıra mal paylaşımına gelince ipler koptu.
Devletin içinde kurulan ikinci bir devlet emirleri T.C’den değil, Amerika’nın kucağında oturan bir ağlaktan alıyor. Muhalefet partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının, AKP’ye oy vermeyen öteki yüzde ellinin on bir yıldır yapamadığını yobazın biri üç günde yaptı ve hükümeti parçalanmanın eşiğine getirdi.
Bu vahim durum insanı düşündürmeden edemiyor. Erk sahipleri yoksa birer kukla mı, uzaktan kumanda cihazlarıyla mı yönetiliyorlar? Güçlü olan Fethullah mı, Tayyip mi, Amerika mı, yoksa “irade irade” dedikleri millet mi?
Mahkeme kararları uygulanmıyor, soruşturmalara müdahale ediiyor, savcılar görevden el çektiriliyor, deliller karartılıyor, delil toplayan polislerin yeri değiştiriliyor veya memleketin ücra bir köşesine sürülüyor.
Babadan oğula geçen hırsızlık Bilal Erdoğan’a kadar sıçradığına göre devletin başında bir hırsız oturmaktadır. Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı tek elde toplayıp, itiraz edilemeyen faşist bir diktatörlük kuran bu yapı ve badem bıyıklı şakirtler ordusu devletin her kademesinden bir önce temizlenmeli ve ülkeyi, o ülkeye adını verenler yani Türkler yönetmelidir. Bunu yapacak olan tek güç de bu milletin kendisidir.