Subscribe Us

header ads

Pir Sultan Abdal

 


Yazılı kaynaklarda Pir Sultan Abdal'ın gerçekliği veya hayatı üzerine doğrudan bir kayıt bulunmamaktadır. Hayatına dair bilgilerin dört kaynağı vardır: kendisine atfedilen deyişler ve nefesler, kendisi hakkındaki başkalarınca söylenen deyiş ve nefesler, sözlü menkıbeler ve döneme ait ve anlatışlara parallellik arz eden Osmanlı Devleti'ne ait emir ve yazışmalar.

Sheridan'a göre Pir Sultan Abdal, "birincil sözlü kültür" çağında yaratılmış bir sözlü kültür tiplemesidir; tarihi gerçek bir kişi olmaktan ziyade edebi bir kahramandır.


Buna karşın, Pir Sultan Abdal, tarihsel bir kişilik olarak da ele alınmaktadır.[1][11] Fakat, bu çalışmalarda, Pir Sultan Abdal mahlasının farklı dönemlerde yaşamış birden çok aşıkça kullanıldığı not edilir ve her bir aşık kendi dönemine izole edilerek değerlendirilmeye çalışılır.

Pir Sultan ya da Pir Sultan Abdal mahlasını kullanmış altı aşık olduğu düşünülmektedir: III. Murat döneminde Sivas valisi olan Deli Hızır Paşa tarafından idam ettirilen Banazlı Aşık Pir Sultan,[12] Merzifon ve Çorum yöresinden Pir Sultan’ım Haydar, Artova'nın Daduk köyünden Abdal Pir Sultan, aruz vezni ile yazılmış deyişlerin sahibi Pir Sultan Abdal, Banazlı Pir Sultan’dan sonra yaşayıp, onun asılmasına dair deyişler söyleyen Pir Sultan Abdal ve asıl adının Halil İbrahim olduğunu belirten Pir Sultan Abdal'dır. Kaya-Çetin`e göre bu mahlası kullanan aşık sayısı ondur; Bezirci`ye göre ise sekizdir.


Pir Sultan'ın 16. yüzyıl başında Sivas'ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğduğu varsayılmaktadır.[8] Pir Sultan'ın soyunun ise, kendisine atfedilen "Benim aslım Horasan'dan Hoy'dandır," deyişine dayandırılarak İran'ın Batı Azerbaycan eyaletindeki Hoy kenti bölgesinden geldiği düşünülmektedir.

I. Süleyman ile İran Şahı I. Tâhmasb zamanında yaşadı. İran şahının tahriki ile Osmanlı Devleti aleyhine olan isyana katıldığı ve İran lehine casusluk yaptığı gerekçesi ile Hızır Paşa tarafından Sivas'ta asıldı. İdam edilerek ölen Pîr Sultan Abdal'ın ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 yılları arasındaki bir tarih olduğu sanılmaktadır. Ayrıca Pîr Sultan Abdal, şiirlerinde Allah, İslam Peygamberi Muhammed, Ali, On İki İmam ve Ehl-i Beyt sevgisini sıkça işlemiştir. Ayrıca sosyal konulara da yer vermiş ve bunları birer sosyal uyarı niteliğinde işlemiştir. Çoğu şiirini nefes tarzında yazmıştır.[15] Alevi bir şair olduğundan Hak-Muhammed-Ali motifini kullanmıştır. Alevi geleneklerine bağlı bir dergâh ortamında yetişmiştir. Alevi ekolü tekke eğitiminin etkisiyle insanlar arasında bu yola çağıran bir şahıs olmuştur. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmemiştir.

Pîr Sultan Abdal, Aleviler arasında Yedi Ulular olarak bilinen Yedi Ulu Ozan'dan birisidir. Genellikle Osmanlı bürokrasisine karşı tutumuyla bilinir.[17] Deyişlerinde eski Türk kültürünü ve Alevi inancını yansıtır. Ölümünün ve deyişlerinin etkisiyle kolektif bir bilinç oluşmuş, onun adına birçok şiir, söz, anı oluşturulmuştur. Anadolu halk kültürünün yaşayan bir ögesi olarak görülmüştür.

Görüşleri
''İmam Cafer mezhebine uyarız'', ''Kabe'nin yapısı bina yapısı / İman etse asilerin hepisi / Beş vakit okunur Ayetü'l-Kürsi'', ''Kur'an'ın kilidi İhlas-ı şerif'', ''Şeriat göğe çekildi / Alem zulm ile yıkıldı.'' gibi mısralarından inancına dair görüşleri anlaşılmaktadır.

Hak'tan inayet olursa
Şah Urum'a gele bir gün
Gazada bu Zülfikar'ı
Kafirlere çala bir gün

Hep devşire gele iller
Şah'a köle ola kullar
Urum'da ağlayan sefiller
Şad ola da güle bir gün

Çeke sancağı götüre
Şah İstanbul'a otura
Firenk'ten yesir getire
Horasan'a sala bir gün

Devşire beyi paşayı
Zapteyleye dört köşeyi
Husrev ede temaşayı
Ali divan kura bir gün

Gülü Şah'ın doğdu deyü
Bol ırahmet yağdı deyü
Kutlu günler doğdu deyü
Şu alem şad ola bir gün

Mehdi Dede'm gelse gerek
Ali divan kursa gerek
Haksızları kırsa gerek
İntikamın ala bir gün

Pir Sultan'ın işi ahtır
İntizarım güzel Şah'tır
Mülk iyesi padişahtır
Mülke sahip ola bir gün Şiiriyle Safevî şahı taraftarı olduğunu dile getirmiştir.

Gafil kaldır şu gönlünden gümanı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi
Yaratmıştır on sekiz bin alemi
Rızıkların veren Ali değil mi

Gelin vazgeçelim böyle gümandan
Vallahi çıkarız dinden imandan
Şefaat umarız On'ki İmam'dan
Anların atası Ali değil mi

Yaratıldı Mülcem ol oldu düşman
Kasd etti Ali'ye oldu peşiman
Kangı kitapta var ol Ömer Osman
Kur'an'da okunan Ali değil mi

Bin bir adı vardır bir adı Hızır
Her nerde çağırsan orada hazır
Ali padişahtır Muhammed vezir
Bu fermanı yazan Ali değil mi

Pir Sultan Abdal'ım ben bir fukara
Acep bulunur mu derdime çare
Yüzü kara nasıl varam huzura
Divanda oturan Ali değil mi" mısralarıyla Ömer ve Osman'ın kitapta yeri olmadığını ifade etmiştir.

İdamı
Sivas'ın Hafik ilçesinin Sofular köyünde yaşayan Pir Sultan'ın adını duyup ondan feyiz alan daha sonra Sivas valisi olan Hızır Paşa tarafından idam edilmiştir. "Çeke sancağı götüre, Şah İstanbul’a otura" mısralarıyla Safevî Devleti taraftarlığı yapması ve bu yöndeki çabalarının idam edilmesine sebep olması muhtemeldir.






Yorum Gönder

0 Yorumlar