Son zamanlarda işlerin yoğunluğu yüzünden gündemden uzak kaldım lakin ister istemez yine gözüm takılıyor. Beyefendi hazretleri gündem değiştirmekte o kadar usta ki bir sözü bütün gündemi bir anda başka bir yöne doğru çekiyor.
Bu sefer de kalkmış "eğer Alevilik Ali'yi sevmekse ben dört dörtlük Aleviyim" diye döktürüyor. Doğru ya Aleviliği Alevilerden öğrenecek değil, zaten o her şeyi biliyor. Gugıl amca bile yanında halt etmiş mübareğin. Muaviye’nin izinden giderek Ali nasıl olunur ki?
Dört dörtlük Aleviyim sözünü duyunca aklıma hemen temizlikçi adam ve kaşınan çocuk geldi. "Olum bak git" diyeceğim ama koskoca başbakan, öyle şey denir mi yahu?
Aliyi sevmek demek; Ali gibi zulme başkaldırmak, mazlumun yanında olmak, yoksulu gözetmek, haksız kazanç sağlamamak, haklının hakkını savunmak, kul hakkı yememektir. Hangi vicdan sahibi insan çıkar da söyleyebilir bu vasıfların herhangi birinin başbakanda olduğunu.
Hakkında tonlarca dosya dokunulmazlık zırhı yüzünden bekleyen - artık beklemese de olur zaten- yandaşları köşeyi dönüp zengin olurken, makarna kömür dağıtırken bile bir takım siyasi simgelerle bürünmüş olanlara öncelik tanınan, devlet işlerine girerken AKpli olmak gibi bir şart aranan, toplumun iki kutba ayrılıp düşman kesildiği, ülkenin bölünmenin eşiğine geldiği bir dönemde - bu vasıflar daha da devam eder fakat cümlenin başını kaçırma endişem yüzünden- kalkıp dört dörtlük Aleviyim sözüne bir yerinizle gülersiniz ama ilk akla "olum bak git" geliyor.
Cemevi’ne kepçeyle dozerle dayanan, Alevi katillerini överek onun gibi olun diye öğütler veren, Yavuz Selim gibi Alevilerde tiksinti nedeni olan birinin ismini göklere çıkaran, “Sünni yurttaşlarımız öldü” diyerek ölenlerin mezhep tespiti yapan, mitinglerinde "işte bu da Alevi" diyerek önündeki güruha yuhalatan, sapkın mezhep diyen - bunlar da uzar gider ama malum neden yüzünden- bir adam dört dörtlük Alevi olacak, tövbe estağfurullah...
İşlerine gelince Alevileri bir numaralı düşman ilan eden, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Mit raporları, İç tehditler gibi ülke güvenliğine dair raporların ilk üçüne pkk, dhkpc, irtica - eskidendi o- ile beraber Alevileri de ekleyen bir zihniyet bir tarafı tutuşunca ise; Aleviler 25 milyondur, Aleviler Cumhuriyetin sigortasıdır, Aleviler barışçıldır, Aleviler laikliğin teminatıdır diye gaz veren bir şekle giriyor.
Hadi len oradan…
Sekiz saat boyunca şehrin göbeğinde bir otel cayır cayır yanarken yüz metre öteden gelemeyen itfaiye, ağaçta mahsur kalan kedi için takviye ekip çağırıyorsa;
Yanık kokusu burnuna kadar gelen polis, jandarma saç telinden bir katili bulup hapse atmasına rağmen, "Allah’ım yak bu senin ateşin" diye benzin bidonuyla adam yakan şerefsizleri 20 yıl boyunca devlet işinde çalışıp bulunamıyorsa;
Bir hafta boyunca ülkenin göbeğinde bir mahalle, bir ilçede yaşayan Kızılbaşlar, kendisine milliyetçi-Müslüman diyenler tarafından soykırıma uğrarken kimse elini uzatmıyorsa;
Ödedikleri vergiler, ömürleri boyunca hiç gitmedikleri camilerin giderlerine ayrılıp, haklar yenilirken, ibadethanelerine cümbüş evi deniliyorsa;
Kamu kurumlarında işe alınırken mezhep ayrımı yapılarak üst düzey bürokrat kademelerine yükseltilmiyorsa;
İsminin önünde Prof. Doç gibi unvanlar olan kelli felli pezevekler televizyonlarda, gazetelerde daha iyi döt kılı olabilmek için salya sümük Alevilere hakaret ederken;
Ve daha bu listeyi tarayıcı çubuğunun uzayabildiği kadar uzatabilecekken;
Bu kadar hakkımı yiyip kul hakkına girerken dört dört dörtlük Alevi olacaksınız.
Get la!
Kimi kandırıyorsunuz? Biz de bunları yiyoruz değil mi?
İçine saplandığınız bu mezhepçilik batağı sizi de, sizinle beraber yürüyenleri de yutacak ve boğulacaksınız.
"Onlar Şii biz Sünni’yiz" diyenlerden değiliz biz, Hepimiz Türk'üz ve zorunuza gitse de hep duyacaksınız;
Mustafa Kemal'in Askerleriyiz