Olacağı buydu!
Kimi “ona uymak sünnettir” diyordu, kimi “padişahımız” diyordu, kimi “onun uğruna ölürüm” diyordu.
O da kalktı, iftar yemeğinde “Ben dört dörtlük Aleviyim!” deyiverdi…
Hâlbuki geçenlerde 3.köprüye Yavuz Sultan Selim adını vermişlerdi…
“Alevilik bir dindir” diyenleri de vardı.
Durup dururken “Kürt açılımı”, “Roman açılımı” ve “Alevi açılımı”na soyunmuşlardı, ama “Alevi balonu” çabuk sönüverdi. Çünkü AKP’li vekillerin çoğu Madımak sanıklarının avukatı idi! Hayati Yazıcı, Haydar Kemal Kurt, Zeyid Aslan, Hüsnü Tuna, M. Ali Bulut bunlardan…
Erdoğan, Kayseri’de Aleviler için Cem evlerine destek ve Alevi dedelerine maaş bağlanacağını, iki ayrı üniversiteye Pir Sultan Abdal ve Hacı Bektaş-ı Veli ismi verileceğini, Aleviliğin ders kitaplarında detaylı işleneceğini açıklıyor…
Ama işin içinde yine AKP hilesi var! AKP yine “açılım havucu” ile Alevi avında!
Açılım yine devreye sokulup Sabiha Gökçen’in adının havaalanından silinmesi, Alevilerin önereceği isimlerin yeni tesislere verilmesi gündeme geliyor.
Elmalı-Tekke köyünde Abdal Musa Anma Törenlerine katılan Alevi Dedeleri, bunun bir adres değiştirme olduğuna, köydeki taş ocağının tahribatına, “polisimiz destan yazdı” diyen başbakanın samimi olmadığına, AKP’nin kurdurduğu ‘Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu’ gibi bazı çakma derneklere dikkat çekiyorlar.
Bir Dedenin söylediği ise şamar gibi: “Sabiha Gökçen’e dil uzatan biri Alevi değildir, Mustafa Kemal’in bize bıraktığı en büyük miraslardan biridir Sabiha Gökçen. ‘İstikbal göklerdedir’ diyerek onun elinden tutup bir pilot olarak yetiştirmesinin simgesi olan bir kadındır. Geçmişte filan yere bomba atmış diye siz bunun ismini kaldırırsanız eğer, o zaman bugün Taksim’de halkın üzerine gaz sıkanları da topyekun silip atmanız lazım. Bizim dinimiz insan, mezhebimiz vicdan sevgiden başka yolumuz yok. Bugün Başbakan, 3. köprüye adı verilen Yavuz’un ta kendisidir.”
AKP’li Bozdağ, dedeliği, çelebiliği, Alevilerin kullandığı bütün isimleri, sıfatları yasaklayan Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nu CHP’nin çıkarttığından, Dersim olayının sorumlusu olduğundan bahsediyor. “Dersim’den dolayı özür dileyen AKP Hükümetidir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarına Alevilik bölümünü koyduk” diyor.
Hile burada! Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nu kurcalayıp cemaat ve tarikatları özgürlüğüne kavuşturup cirit attıracak…
Bilmeleri gereken AKP ne yaparsa yapsın asla Alevilerin oyunu alamayacağı!
Onlar aydın, Atatürkçü, milliyetçi ve barışçı insanlardır.
Aleviler AKP’nin “açılım”daki tuzağını açığa çıkarttı. Onlara göre AKP, Alevileri çalıştaylarla Diyanet İşleri bünyesinde Mezhepler Genel Müdürlüğü aracılığıyla denetim altına almak, rızalık ilkesini yok edip, dedeleri imamlaştırarak, cem evlerini camileştirerek devlet Sünniliği içinde homojenleştirmek istiyor!
Hatırlayın, Alevi önderleri referandumda “HAYIR” açıklaması yapınca AKP, din ve Allah adına siyaseti istismar ederek, Alevilere yönelik ayrımcılığı sürdürdü, mahalle baskısına destek vererek toplumsal hayatı kutuplara böldü.
Durum bu iken, Erdoğan: “Alevilik, Sünnilik ne demek ya? Alevilik Hz. Ali Efendimizi sevmek değil mi? Alevi Müslüman değil mi? Eğer Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse, ben dört dörtlük Aleviyim. Ali efendimizi çok seviyorum. Sevgililer sevgilisinin damadı, cengâver. Onu nasıl sevmem? O nasıl yaşıyorsa onun gibi yaşamaya gayret ediyorum. Ama Aleviyim diye ortaya çıkıp Hz. Ali'nin yaşam şeklinden uzak olanlara söyleyecek hiçbir şeyim yok.” diye nutuk çekiyor!
Alın size Alevi toplumundan tepkiler:
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Kenanoğlu: “Başbakan’ın Alevilerle dalga geçer tarzda kendisini dört dörtlük Alevi ilan etmesi de komedi ötesi vahim bir vakadır.”
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Özel: “Hiçbir Alevi ben dört dörtlük aleviyim demez. Başbakan, Reyhanlı'da ölen 53 insanın kimliklerini kontrol edip ‘Reyhanlı'da 53 Sünni kardeşimiz şehit oldu’ diyor. Elbette ki Reyhanlı'da şehit olanları analım, ama Sivas'ta aynı şeyleri söylemiyor. Sivas olayları zaman aşımına uğradığında ‘memlekete hayırlı olsun' diyor, cem evlerine ‘ucube’ diyor. Nefret suçu işliyor. Çok ciddiye almıyoruz açıkçası…”
“Kelle” dediği şehit yakını ve gazilerin iftarında, “şehitle trafik kazasında öleni bir tutan” Erdoğan’ın Aleviliği de böyle işte… Uludere’de öldürülen kaçakçı Kürtçü ile şehidi eş tutan zihniyetin sembolü…
Denecek bir şey var mı?
İnandıkları İslam, “ılımlı”, “dinci”, “İsevilikle Musevilikle diyalogcu” olunca muhafazakâr/dindar/liberal Müslüman AKP de böyle oluyor!
Mustafa Önder