Fas’tan Endonezya’ya kadar İslam dünyası üzerinde bir Amerikan operasyonu sürüyor. Afganistan ve Irak işgal edildi, Libya bombalandı. Tunus ve Mısır’da yönetimler devrildi. Mısır’da Amerikan yardımı aldığı kesin olan İhvanı Müslimin örgütü, şimdi de Suriye’ye yönelik müdahaleyi destekliyor. Pakistan’da her gün bombalar patlıyor.. İran tehdit altında.. Afrika’daki, Çin’deki, Arakan’daki Müslümanların hali malum! Doğu Timor, yine bir Amerikan operasyonuyla Endonezya’dan ayrıldı, bağımsızlığını ilan etti. Balkanlar’daki Müslümanların başına neler geldiğini bütün dünya biliyor..
***
Türkiye, PKK terör örgütünün üslendiği Kandil dağına operasyon yapamıyor. Çünkü Amerika izin vermiyor! Bir ara Dubai’de AKP iktidarı, ABD ile resmi bir anlaşma yapmış ve 8 milyar Dolar kredi karşılığında Kuzey Irak’a girmemeyi kabul etmişti.
Irak’tan sonra Suriye de İsrail’in güvenliği adına parçalanmak isteniyor. Üstelik operasyonu ABD adına Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt sürdürüyor. Yani Müslüman Müslümana kırdırılıyor. Arap Baharı, 2005 yılında İstanbul’da Topkapı’daki Eresin Otel’de yapılan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı ile başlatıldı.
Bütün bunlar Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesi çerçevesinde yapıldı. Yöntemi ise 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde William Safire yazdı: “Sovyetlere karşı Çin’i kullandık; Müslümanlara karşı Türkiye’yi kullanalım...”
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, Edelman ise “ABD’nin 21. yüzyıldaki en büyük stratejisi İslam’ı dönüştürme stratejisidir” demişti.
Irak’tan sonra Suriye de İsrail’in güvenliği adına parçalanmak isteniyor. Üstelik operasyonu ABD adına Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt sürdürüyor. Yani Müslüman Müslümana kırdırılıyor. Arap Baharı, 2005 yılında İstanbul’da Topkapı’daki Eresin Otel’de yapılan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı ile başlatıldı.
Bütün bunlar Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesi çerçevesinde yapıldı. Yöntemi ise 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde William Safire yazdı: “Sovyetlere karşı Çin’i kullandık; Müslümanlara karşı Türkiye’yi kullanalım...”
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, Edelman ise “ABD’nin 21. yüzyıldaki en büyük stratejisi İslam’ı dönüştürme stratejisidir” demişti.
***
İşte bu çerçevede, işgal ettikleri Irak’ta yüzbinlerce kadının ırzına geçtiler. Mesela 2003 yılının Aralık ayında, Amerikan askerleri, kadınlarını ve kızlarını köylere gönderen Samarralılardan 54’ünü öldürdü. O tarihte durumu Türk meslekdaşı Mithat Abakan’a telefonla bildiren bir Arap gazeteci olayı şöyle anlatmıştı:
“Amerikalılar evlere arama yapma bahanesiyle giriyorlar. Erkekleri ayrıca alıp götürüyorlar, daha sonra 15-20 yaşlarındaki kızları toplamaya başlıyorlar. Artık 3 kamyona ne kadar sığarsa. 30’a yakın kızı götürüyorlar önce. İki gün sonra kızlar Iraklı kamyoncularla Samarra’ya geri geliyor. Halleri perişan, dilleri perişan, üst-başları perişan, hepsi sanki 15-20 yaşlarında değil de 40-50 yaşlarındaymış gibi. O gece bu kızlardan onikisi intihar ediyor ya da aileleri tarafından öldürülüyor. Namus ve gurur yüzünden..”
“Amerikalılar evlere arama yapma bahanesiyle giriyorlar. Erkekleri ayrıca alıp götürüyorlar, daha sonra 15-20 yaşlarındaki kızları toplamaya başlıyorlar. Artık 3 kamyona ne kadar sığarsa. 30’a yakın kızı götürüyorlar önce. İki gün sonra kızlar Iraklı kamyoncularla Samarra’ya geri geliyor. Halleri perişan, dilleri perişan, üst-başları perişan, hepsi sanki 15-20 yaşlarında değil de 40-50 yaşlarındaymış gibi. O gece bu kızlardan onikisi intihar ediyor ya da aileleri tarafından öldürülüyor. Namus ve gurur yüzünden..”
***
Bu iğrenç olayları niçin hatırlattım? Çünkü, Türkiye’deki “Müslüman” akademisyenler, bütün İslam dünyasının namusu kirletilirken bakın nelerle uğraşıyor. Hürriyet’in haberinden veriyorum:
“Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği, ’Teknoloji, Medeniyet ve Değerler’konulu Düşünce Fırtınası toplantısının açılışını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, İslami bir bisikletin üretilebileceğini söyledi.
Açıkgenç, ’İslam’a göre ameller niyete göredir. Allah’ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur’dedi.”
“Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın düzenlediği, ’Teknoloji, Medeniyet ve Değerler’konulu Düşünce Fırtınası toplantısının açılışını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, İslami bir bisikletin üretilebileceğini söyledi.
Açıkgenç, ’İslam’a göre ameller niyete göredir. Allah’ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur’dedi.”
***
Neden “İslami bisiklet” arayışındalar? Boyasını gerekçe gösteren de var ama asıl sebep o değil. Hürriyet’in daha eski bir haberine göre Almanya’da bazı Türk anne babaların kızlarını trafik kurallarının öğretilmesi için düzenlenen bisikletli turlara göndermedikleri ortaya çıkmıştı. Alman başkomiser Holger Gitter, “Türk ailelerin bir kısmının kız çocuklarına bisiklet sürmeyi neden yasakladığının cevabını bir türlü bulamıyorum” demişti.. Tabii, Türk aileler, esas olarak, çocuklarının Alman akranları ile birlikte sosyal faaliyetlere katılmalarını doğru bulmuyor ama Türkiye’nin “Müslüman” akademisyenleri, İslam dünyasıın namusu kirletilirken, “İslami bisiklet” mi önermeliydi? İslami bisiklet olursa, kadınlarının, kızlarının ırzına geçilen Müslümanların namusu kurtulacak mı? Ya da PKK’nın dağa götürdüğü Kürt kızlarının namusu ne olacak? Üstelik onlar dağda bisiklet de kullanmıyor..
“İslam dünyası, kendi doğal kaynaklarını değerlendirerek, bilim ve teknolojide nasıl öne geçer, nasıl kalkınır, nasıl süper güç olur” Bunu araştıran “Müslüman” bir akademisyenimiz var mı?
“İslam dünyası, kendi doğal kaynaklarını değerlendirerek, bilim ve teknolojide nasıl öne geçer, nasıl kalkınır, nasıl süper güç olur” Bunu araştıran “Müslüman” bir akademisyenimiz var mı?
Arslan BULUT - Yeniçağ