28 Şubat ile ilgili gözaltılar ve aramalar başladı. Herhalde parmak izi arayacaklar 15 sene sonra. Kendilerini filizlendiren, önlerini açan bu muhtırayı sözde yargılıyorlar. Her şeyleri göstermelik bunların, sürekli tribünlere oynuyorlar. Sembolik olsa gerek 28 kişiyi de gözaltına amışlar. Kofti bir reklama benziyor. Onuncu yılımızda 15 talihiye araba, yüz talihliye bilgisayar, bin talihliye cep telefonu der gibi 28 ve katları şeklinde devam edecektir bu. 28 kişiye 28 yıl hapis talebi, 28 günde yargılama, 28 dakika savunma hakkı, duruşma salonlarına 28 kişi izleyici hakkı... Gel de dalga geçme, komedi yahu.
Bu muhtıranın baş mağduru Fethullah ise o günden beri Amerika'da bir malikanede yaşıyor ve öldü mü kaldı mı belli olmamsına rağmen her taşın altında onun eli var. Bu muhtura hakkında e söylemiş ona bakalım. Hak mı veriyo, asıp kesiyor mu?
Fethullah Gülen 28 Şubat sürecini nasıl değerlendirmişti?Gülen 29 Mart'ta Samanyolu TV'de yaptığı konuşmada ''Asker Anayasal yetkisini kullandı'' diyordu..
Fethullah Gülen, 28 Şubat sonrasında Necmettin Erbakan'ı sert şekilde eleştirenler arasında yer almış ve silahlı kuvvetlerin müdahalesini demokratik bulduğunu ifade etmişti.
Fethullah Gülen, 28 Şubat sonrasında Necmettin Erbakan'ı sert şekilde eleştirenler arasında yer almış ve silahlı kuvvetlerin müdahalesini demokratik bulduğunu ifade etmişti.
Gülen 29 Mart 1997'de Samanyolu TV'da katıldığı bir programda silahlı kuvvetleri muhtıra vermekle eleştirenlere seslenerek, "Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi" demişti:
"Darbe hiçbir zaman tam bir çözüm değildir. Dağlama en son çaredir. Darbeciler iyi niyetlidir ama her darbe birikim ve tecrübe sahiplerini heba etmiştir. Ülkemiz kriz içinde. Gücü temsil edenler krizi önlemelidir. Bu hükümeti değiştirin demek daha demokratik olur. Burada 'Askeriye muhtıra verdi' diye suçlanmak isteniyor. İsteselerdi, bu öyle bu böyle olacak diyebilirlerdi. Oturup onlarla meseleyi altı saat mülahaza etmezlerdi. Demokratik yollarla problemler çözülsün istediler."
Fethullah Gülen, 16 Nisan 1997'de Kanal D'den Yalçın Doğan'a verdiği röportajda ise askerlerin anayasanın kendilerine verdiği yetkiyi kullandıklarını belirtmişti:
"Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Hatta dahası, ben zannediyorum, onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat."
"Herhalde onların temsil ettikleri kuvvet şu partiler arasında birbirini istemeyen insanların elinde olsa bir gece hızlı bir baskınla gelirler hasımlarını bertaraf ederler onun yerine otururlar."
"Kuvvet ellerinde olduğu halde çok mantıki davranıyorlar. Çok muhakemeli davranıyorlar. Epey zamandan beri. His öne çıkmıyor burada ve kuvvet, güç gösterisi şeklinde öne çıkmıyor. Bana demokraside daha dengeli geliyorlar, o açıdan."
Buyur buradan yak.