Amerika istedi diye din kardeşi İran’a ambargo uygulayan AKP iktidarı dövizi, Libya petrollerine el koyan İslam düşmanı Fransa’ya akıtacak...
MHP’li Oğan’dan tepki
AKP’nin, ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin Tahran yönetimine petrol ambargosu için verdiği talimatın hemen ardından İran’dan petrol alımını kısma kararına MHP’den tepki geldi. Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, Türkiye’nin Libya’daki Fransız petrol şirketlerinin güdümüne sokulduğunu söyledi.
AKP’nin, ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin Tahran yönetimine petrol ambargosu için verdiği talimatın hemen ardından İran’dan petrol alımını kısma kararına MHP’den tepki geldi. Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, Türkiye’nin Libya’daki Fransız petrol şirketlerinin güdümüne sokulduğunu söyledi.
Kürt devletine zemin
Kesintİ kararının arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu belirten Oğan, böyle bir kararla Kürt devleti kurulmasının da zemininin hazırlandığını ifade etti. Oğan, “İsrail ve Batı’nın isteği, en önemli gelir kaynağı petrol olan İran’ın sıkıntıya girmesidir. Bu durum, Türkiye-İran ilişkilerini de kötü etkileyecek” dedi.
Kesintİ kararının arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu belirten Oğan, böyle bir kararla Kürt devleti kurulmasının da zemininin hazırlandığını ifade etti. Oğan, “İsrail ve Batı’nın isteği, en önemli gelir kaynağı petrol olan İran’ın sıkıntıya girmesidir. Bu durum, Türkiye-İran ilişkilerini de kötü etkileyecek” dedi.
Olumsuz etkileri olacak
“İran’ı iyi tanımak lazım. İran, tepkisini bire bir, diplomatik kaidelere çok da uymadan uygulayan bir ülke” diyen Oğan, şu uyarıları yaptı: Bu olay öncelikle iş adamlarımızı vuracak. İranlı turistler artık Türkiye’ye gelmeyecek. İran’ın Irak’ta, Bahreyn’de etkisi unutulmamalı.
“İran’ı iyi tanımak lazım. İran, tepkisini bire bir, diplomatik kaidelere çok da uymadan uygulayan bir ülke” diyen Oğan, şu uyarıları yaptı: Bu olay öncelikle iş adamlarımızı vuracak. İranlı turistler artık Türkiye’ye gelmeyecek. İran’ın Irak’ta, Bahreyn’de etkisi unutulmamalı.
Vatandaşa
din iman
kendilerine
han hamam
AKP dönemlerinde servetlerine servet katan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun Genel Kurulu’na katılan Başbakan Erdoğan, yine din üzerinden siyaset yaptı. CHP’yi hedef tahtası yapan Erdoğan, “Tarihleri boyunca, Kur’an-ı Kerim’i bir süs olarak, bir dekor olarak, haşa, tarihi bir eser olarak görmek istediler ama iş, onun okunmasına, okutulmasına, öğrenilmesine ve öğretilmesine gelince, bütün yolları kapadılar, yolları engellerle döşediler” suçlamasında bulundu.
Erdoğan, din üzerinden
muhalefeti hedef aldı!
TUSKON Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan, yeni eğitim sistemine övgüler yağdırdığı konuşmasında dini ağırlıklı bir konuşma yaptı.
muhalefeti hedef aldı!
TUSKON Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan, yeni eğitim sistemine övgüler yağdırdığı konuşmasında dini ağırlıklı bir konuşma yaptı.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nun (TUSKON) İstanbul’da yapılan 4’üncü Olağan Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Ağırılıklı olarak ekonomi üzerine konuşma yapması beklenen Erdoğan, bunun tam aksine yaparak, din üzerinden muhelefete yüklendi.. Yeni eğitim modeline karşı çıkan CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, “Tarih boyunca Kur’an-ı Kerim’i haşa bir tarihi eser olarak görmek istediler. Kuran-ı Kerim’i duvarlarda hapsetme girişimi, millet eliyle bozulmuştur” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri, işadamları tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
Babam, hocaya teslim etti
Konuşmasında 28 Şubat’ta çıkan bir kararı hatırlatan Erdoğan, “15 yaşına kadar mahalle camisine bile çocuğunu gönderemezsin. Bu yasaklandı, 15 yaşından sonra gönderebilirsin. Yahu mahalle camisine ben çocuğumu gönderemeyeceğim. Bu ne demek? Beni rahmetli babam mahalle camisindeki Ali Hoca’ya teslim etti ve ilkokuldan itibaren onun dizi dibinde yetiştim. Kaybetmedim ya çok şey aldım. Hem ilkokula gittim, hem oraya gittim. Bu bize kaybettirmez ki, kazandırır. Bırak isteyen istediği gibi bunu yapsın. Burada cebir, şiddet yok ama sen cebirle, şiddetle yasaklıyorsun. Fark bu” şeklinde konuştu.
Konuşmasında 28 Şubat’ta çıkan bir kararı hatırlatan Erdoğan, “15 yaşına kadar mahalle camisine bile çocuğunu gönderemezsin. Bu yasaklandı, 15 yaşından sonra gönderebilirsin. Yahu mahalle camisine ben çocuğumu gönderemeyeceğim. Bu ne demek? Beni rahmetli babam mahalle camisindeki Ali Hoca’ya teslim etti ve ilkokuldan itibaren onun dizi dibinde yetiştim. Kaybetmedim ya çok şey aldım. Hem ilkokula gittim, hem oraya gittim. Bu bize kaybettirmez ki, kazandırır. Bırak isteyen istediği gibi bunu yapsın. Burada cebir, şiddet yok ama sen cebirle, şiddetle yasaklıyorsun. Fark bu” şeklinde konuştu.
Bütün yolları kapadılar
Kılıçdaroğlu’nun Kur’an-ı Kerim hakkındaki ifadelerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynen şu ifadeleri kullanıyor. ’Kutsal kitabımız hepimizin baş tacımızdır’ diyor. ‘Onu evlerimizin en güzel yerine asarız. Annelerimiz oyalı kılıflarla süsler, elimize besmeleyle alırız’ diyor. İşte bunların Kur’an anlayışı bu. Yine de süslü kılıflarla evin bir köşesinde duruyormuş. Bunlar, duvarda, kılıfı içinde asılı duran kitaptan hiçbir zaman korkmadılar. Bunlar, o kitabın okunmasından, okutulmasından ve anlaşılmasından korktular. Tarihleri boyunca, Kur’an-ı Kerim’i bir süs olarak, bir dekor olarak, haşa, tarihi bir eser olarak görmek istediler ama iş, onun okunmasına, okutulmasına, öğrenilmesine ve öğretilmesine gelince, bütün yolları kapadılar, yolları engellerle döşediler.” Erdoğan şöyle devam etti: “İşte, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, o kapanan yollar açılmış, o yollardaki tüm engeller kaldırılmıştır. Kur’an-ı Kerim’i, duvarlarda kılıflarının içine hapsetme girişimi, millet eliyle bozulmuş, bu bozuk zihniyet millet nezdinde bir kez daha mahkum edilmiştir. 28 Şubat sürecinin en önemli izi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hür iradesiyle ortadan kaldırıldı.”
Kılıçdaroğlu’nun Kur’an-ı Kerim hakkındaki ifadelerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynen şu ifadeleri kullanıyor. ’Kutsal kitabımız hepimizin baş tacımızdır’ diyor. ‘Onu evlerimizin en güzel yerine asarız. Annelerimiz oyalı kılıflarla süsler, elimize besmeleyle alırız’ diyor. İşte bunların Kur’an anlayışı bu. Yine de süslü kılıflarla evin bir köşesinde duruyormuş. Bunlar, duvarda, kılıfı içinde asılı duran kitaptan hiçbir zaman korkmadılar. Bunlar, o kitabın okunmasından, okutulmasından ve anlaşılmasından korktular. Tarihleri boyunca, Kur’an-ı Kerim’i bir süs olarak, bir dekor olarak, haşa, tarihi bir eser olarak görmek istediler ama iş, onun okunmasına, okutulmasına, öğrenilmesine ve öğretilmesine gelince, bütün yolları kapadılar, yolları engellerle döşediler.” Erdoğan şöyle devam etti: “İşte, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, o kapanan yollar açılmış, o yollardaki tüm engeller kaldırılmıştır. Kur’an-ı Kerim’i, duvarlarda kılıflarının içine hapsetme girişimi, millet eliyle bozulmuş, bu bozuk zihniyet millet nezdinde bir kez daha mahkum edilmiştir. 28 Şubat sürecinin en önemli izi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hür iradesiyle ortadan kaldırıldı.”