Orta Asya'da (Şamani'lik) halen bu aşiretlerde doğal olarak yaşamaktadır. Kültür, inanç ve düşünce etkinlikleri mevcuttur. Küfrü mümkün olduğu kadar yapmazlar. Küfür eden insanı toplumdan dışlarlar. Normal konuşmalarda dahi küfür yasaktır. Bunun değerlendirmesini şöyle anlatırlar. Ağız güzelliğine alışın, ağız dergah kapısıdır. Lokma yenilir, Dua edilir Allah'ın ismi anılır. Dört Kitaptan üstün ekmek yenilir. Onun için küfrü en büyük suç sayarlar.
Alevilik, Türklüğün, İslamlığın yorumudur. Orta Asya'dan gelen esas Türk Alevilerdir. Bunlar Anadolu'nun sembolüdür. Konuşmalarında Orta Asya'dan gelen Türklük şiveleri mevcuttur. Amcaya Emmi, Babaya Ava (Büyük demektir). Anneye Ana, kardeşe Ece, yaşlı kadınlara ( saygı anlamı), öküz arabasına kağnı, düz taşlara kaygan değil de (kaylağan) derler. Kadınları Orta Asya gelenek ve göreneklerini yaşatmaktadırlar. Burunlarına karanfil takarlar güzel koku olmak için karanfil nezle ve gribe iyi gelir. Kendilerine sorduğumuzda biz nezle grip olmayız, derler.
Kadınları halen Türkmen giysileri giyerler. Bellerinde kuşakları, önlerinde öğnükleri, eğninde bindallı entarileri, arka tarafına bağladıkları püskülleri bulunur. Kadınların kollarına püskül işlemeli yazlık beyaz üç-peşli olmak üzere giysi yaparlar, bunun ismine saya derler.
Erkekleri başlarına çok süslü çok çekici boncuk, pul püsküllerle süslenmiş,çok değişik işlemeli arına gelecek yerleri kirpiklerle süslü terlik örterler çekici motifleri bulunur.
Aya dua edilir. Ay duası şöyle yapılır: Ay gördüm Allah Ay yeniye geçmiş inşallah. Ay gördüm. Nur gördüm Halil İbrahim gördüm Süpte Süleymansın Elif Kuran başısın. Bu duayı okursan Cennet’te Uçmak kuşusun Vel Hasan Vel Hüseyin destiyeti Kerbela Ya Allah Ya Muhammet Ya Ali Ya Hazreti Fatıma diye gönlündeki dileğiyle dua edersin.
Cenaze kalktıktan sonra dolu su kaplarda, Helkide varsa dökülür. Çevremize Azrail geldi elini suya sokmuştur rivayeti vardır. Hubyarlarda Hızır Orucu: Hubyarlılar Hızır İlyas Orucunu yedi gün tutarlar. Bunun böyle olması şundan ileri gelmektedir. Türkler, Orta Asya’da yaşarlarken yedi gün Hızır Orucu tutarlardı. Bu töre devamlılığı yalnız Hubyar’a bağlı Alevilerde yaşamaktadır.
Erkekler, ayak bileklerine topuklu olarak sararlardı. Ne yazık ki bu güzel işlemeli dolakların ismi kaldı, o da terlik gibi çok süslü idi. Dolak süslü olduğu kadar ayak bileklerini sıkı ve sıcak tutmak için giyilirdi. Bazı yörelerde evlerde süs için bulunmaktadır.
Hubyarlılar’da kız isteme, kızla oğlan birbirini istedikten sonra oğlan dolaylı yollardan anne babasına haber verir. Oğlan anne ve babası bu durumu duyduktan sonra babası annesi yanına bir kaç komşu alır kız evine giderler. Alevilikte misafire Ali gözüyle bakılır. Kız verilse de verilmese de saygı ile karşılanır.
Biraz oturup zaman geçtikten sonra yanlarında beraber giden komşulardan birisi şöyle söyler: “Allah'ın emri ile Peygamber kavli Hazreti Hüseyin yolu töresi üzerine kızınızı oğlan babasının ismi ile oğlanın ismini söylerler, kızı isterler.”
Kız babası ilk gece: "Allah yazdı ise ne diyelim" der. Biz bize görüşelim diye cevap verir. İkinci gece tekrar gelirler, o gece şu cevabı verirler: “Yakınlarımızla görüşüp kızın razılığını soralım.” derler.
Üçüncü gece önemlidir. Eğer kızı verecek olurlarsa hiç bir şey söylemezler, vermeyecek olurlarsa beraberinde gelen komşuya haber verirler: “Müsait değiliz gelmemelerini söyleyin.” derler.
Yani üç defa gelip gitme adet usul sayılmaktadır. Haber salma durumu olmazsa tekrar Allah'ın emri okunup istenir kız. Babası: “Allah'ın emri böyleymiş. Allah, Muhammet, Ali, Hazreti Hüseyin yazmış ise ne diyelim” derler. Kahve yapılır, orada bulunan insanlar dua edip “Allah hayırlı eylesin” derler.
Töre icabı kız gelip el öpüp razılığı olduğunu bildirircesine orada bulunanların elini öper ve dua edilir.
Bu yapıldıktan sonra aynı yaşta olan bir genç oğlanın evine gider, kulağını büker, “gözlerin aydın” der, bahşişini arkadaşına verir. Böylece kız isteme töresi bitmiş olur.
NİŞAN TÖRESİ
Nişan töresi olmadan önce kız ve oğlan baba, anne tarafları gereken yapılacak işlerle beraber nişan gününün hangi günde yapılacağını tespit ederler. Yapılacak işleri görüşürken daha önceden alınmış olan komşu kararına uyulur. Mesela alınacak takılar gibi alınacak eşyalar gibi şeyler. Başlık olarak inanca göre 12 lira alınır. Hatta düğünden önce tüm yapılacak işler görüşülür. Nişan günü tespit edildikten sonra oğlan tarafından alınmak üzere yemekler hazırlanır. Yemekler yenmeden önce nişan töresi başlar. Önce nişanın durumuna göre yer hazırlanır. Cem evi varsa mutlaka cem evinde yoksa münasip bir evde yapılır. Toplanacak ev cem töresi gibi hazırlandıktan sonra "MARİFETE HÜ"diye gözcü baba görevli hizmet sahibi nişan töresinin başladığını bildirir. ÖNCE SEYYİDİ FARRAŞ (süpürge) çalınır. Ondan sonra seccade gelip dua ettikten sonra meydana serilir. Seccadenin dört beceği, ortası öpüldükten sonra hizmet sahibi görevini yapmış olur. Oğlan kız baba ve anneleri ortaya dara çekilir, birbirleri ile darda razılık işareti olarak tekrar niyaz istenir, niyaz olduktan sonra Zakir (aşık) bir düvaz okur ondan sonrada dede de bir düvaz okuduktan sonra, Dede Allah'ın emri okumaya başlar ve şöyle söyler. Önce kız babasından başlar "Allah'ın emri ile peygamberin kavli Hazreti Hüseyin yolu İmamı Caferi Sadık Mezhebi üzerine kızın (Fatime'yi) Abdullah oğlu (Ali'ye) verdin mi?" der. Kız babası "verdim" dedikten sonra Dede "Allah hayırlı uğurlu etsin. Hazreti Ali, Hazreti Fatima kavli kararı üzerine olsun. Allah hayırlı evlat versin, babaları, anneleri, kaynanalarına, kayın pederine karşı itaatli hürmetli olsunlar" diye dede dua eder, aynı durum oğlan babasına da teklif edilir. "Verdim" kelimesi töre icabı kız ve oğlan babasına üç defa tekrar ettirilir. Tekrar anne ve babaları ayağa kaldırılarak dua edilir. Dördü beraber duadan sonra sırada bulunan cemaatle niyazlaşır, tekrar dede dua eder. Cemaatde "Allah, Allah" deyip onlarda mutlulukları için dua etmiş olur, ayrıca cemaattaki canlarda şahit olmuş olurlar. Töre devam eder Seccadeyi kaldırıp dua ettikten sonra cemaate “Desti post erenler” diye dua edildikten sonra cemaat dar oturuşundan töre icabı oturarak rahatlamış olur. Alevilikte üç çeşit oturma vardır.
1- Peygamber oturuşu (iki diz üzerine)
2- Acdem oturuşu (diz bağı oturma)
3- Hz. Ali oturuşu (tek diz üzerine oturuş) hazır kıta asker oturuşu da denilir. Bu töreden dışa çıkmaz.
Kızla oğlan ortaya çağrılır, kızın yanında kız başı, oğlanın yanında oğlan başı beraber duaya dururlar. Dede mutlulukları için dua eder. Bu hizmetler bittikten sonra kız ve oğlan tarafının takıları takılır, bunlardan takiben gelen komşularda getirdikleri hediyelerini verirler böylece nişan töresi bitmiş olur. Gelen komşular kız ve oğlan tarafına “Gözlerinize aydınlar olsun Allah hayırlı uğurlu etsin” diyerek oradan ayrılırlar.
DÜĞÜN TÖRESİ
Düğünden önce kız ve oğlan tarafı düğünün yapılacağı tarihi tespit ederler, hazırlıklar başlamış olur kız tarafı oğlan tarafı zaten yatak başta olmak üzere hazırlıklarını yapmıştırlar. Kesinlikle birbirlerini incitme diye birşey olamaz zaten nişanda beraber olan komşuların düğün tarih tespit gününde bulunurlar. Genelleme olarak yöresel olarak önceden yapılmış olan nişan düğün törelerine uymak mecburiyetindedirler. Köy genel kararına uymayı töre kabul ederler.
DANIŞIK YEMEĞİ
Düğünden önce yemek hazırlığı yapılarak komşular davet edilip yemek verilir. Yemek yendikten sonra düğünde yapılacak düğün şenlikleri neler olacak, neler alınıp verilecek komşular düğüne okunan gelecek misafirler için misafir alınacak misafir evlerini tespit ederler. Akşam kalacak misafirleri tespit ederler. Ev sahipleri alıp evine götürür.
YUFKA GÜNÜ
(Yufka ekmek, işkefe)Düğün başlamadan üç gün önce hazırlığı başlar genellikle işkefe açılır. Komşu kadınlardan işkefe yapacak kadınlar yardım etmek amacıyla geniş bir yere saç kurarlar yanan saç ocakları oldukça çok olur. Köye yufka günümüz oluyor diye haber edilir. Herkes önce un, yağ, bulgur olmak üzere komşular işkefe yapılan eve getirirler gelen komşu kadınları hayırlı uğurlu olsun diyerek hediye ve yardım edercesine bırakırlar. İşkefe eden kadınlar da onlara işkefe kızartıp ikram ederler. Bu günden itibaren düğün başlamıştır. Bayrak resmen dikilir.
BAYRAK TÖRENİ
Mümkün olduğu kadar herkesin göreceği şekilde düğün evinin kapısı önüne uzun bir sırık(odun üzerine Türk Bayrağı dikilirken genellikle genç olmak üzere kalabalık şekilde komşular toplanır. Bayrak asılır. bayrak asılırken şu şekilde dua edilir. "Lâ ilaha illallah Hak birsin Muhammet de Resulullah Aliyen Veliyullah Veliyen Aliyullah Mürşidi Kamilullah Kamili Mürşidullah Allahümme Seydi Ali Seydi Muhammet" diye salavat verilir bayrak asılır. Asılırken hazır bulunan aşıklar deyiş düvazlar söylemeye başlayıp düğün işini sonuna kadar devam ederler. Hubyar aşiretleri mümkün olduğu kadar düğünlerde davul çaldırtmamaya çaba gösterirler.
Sorulduğunda şöyle cevap verirler. Kerbelâ'da Hazreti Hüseyin Şehit olunca davulla Yezit merasim yaptı. Onun için biz çaldırtmayız. Halen çok Hubyarlı köyleri davul çaldırtmazlar.
SOKU GÜNÜ
(Soku ortası açık yontulmuş taştır.) Köyün ortasında genellikle bulunur. Sokuda bulgur yarma buna benzer hububat tokmakla döğülür. (Tokmak ağaçtan yontulmuş hafif uzunca saplı ağaç) Bu günü genç kızlar bekâr erkekler toplanır, yarma döğerler çorba ve keşkek için. Düğünde mutlaka keşkek bulunur. Bu gün çok şenlikli olup, gençler erkekli kızlı karışık tokmakla soku döğerken karşılıklı mani söylerler kavallar çalınır sazlar çalınır, yöresel milli oyunlar oynanır tıpkı doğaya döner, o şenlik. Milli kıyafetleri ile bir bahar gelmiş gibi olur o yöreye.
Soku işi bittikten sonra soku döğenler Allah hayırlı eylesin mesut olsunlar der, ellerinde bulunan soku tokmaklarını yanlarında bulunan oğlan annesi veya damat yakınlarına teslim ederler bahşiş alırlar böylece soku işi bitmiş olur..
KIZI HAMAMA GÖTÜRME
Soku işi bittikten sonra öğle sonu köyde bulunan genç kızlar başta olmak üzere kadınlar gelin olacak kızımızın başına kırmızı olmak kaydıyla ipek dülbent atılır. Kız başı olan kız mutlaka bulunmak üzere elinden tutularak köyün genel olarak yunağına (hamam) aşıklar önde olmak üzere götürülür. Burada türküler, maniler deyişler söylenerek kızı yıkarlar, köy kızları, komşular münasip yerlerden bakarlar. Bu merasimi gözleyerek beraber şenlendirmiş olurlar. Kız yıkanmaktan geldikten sonra kız evinde yemekler verilir yemekler yendikten sonra kız evinde yöresel eğlenceler yapılır.
KIZ BAŞI ÖĞME
O gündüz kız başı öğülür. Dua edilir duayı Dede olursa Dede okur yoksa bilen birisi hatta kadında aynı görevi yapar. Aynı gün sabah şafak atarken yani herkes kalkmadan sabah nikâhı okunur sabah nikâhında oğlan babası kız babası iki şahit komşu, Kuran’la beraber Türkçe On iki imam ismini anarak dua edilir. Yanlız nikâh kıyılırken okuyan Dedenin veya hocanın önüne sofra konur, sofrada ağzı açık bıçak yarım ekmek, az miktarda tereyağı ve margarin, az su, bulundurulur. Dua bittikten sonra suyu ayak değmeyecek bir yere dökerler ekmekle yağı alır almaz bir köpeğe verirler bıçak ise bir gün kadar ağzı açık halde bekletilir. Niçin bu töreyi yapıyorsunuz denildiğinde kötü düşüncelerle yazı çizi olur, istemeyen olur onun için bu töreyi yaptırıyoruz derler. Nikâh töresinden önce resmi muamele mutlaka yapılır yoksa nikâh kıyılmaz. Bundan sonra misafirlere yemek verilir.
Sabah bu töre biter bitmez gelinin başı bağlanır dua edilir duvak dikilip başına geçirilir. Duvak yeşil ve kırmızı olur. Niçin kırmızı oluyor deyince şöyle cevap veriyorlar. Yeşil Hazreti Fatima'yı, kırmızı Hazreti Ali'yi temsilen yaparız. Duvak oldukça sivri olur düşmemesi için çene altına bağ yapılarak duvağa dikilir. Gelini sabah erken yani güneş duvağa vuracak şekilde ata bindirmeyi uğur sayarlar. Gelinle beraber ata binerek kadınlardan yenge olur. Atı olan her komşu yenge binebilir, gelinin atı oldukça süslü olur. Yengelerin atlarını da oldukça süslerler. Düğün evinden yenge atlarına kırmızı yeşil ipek vala takarlar gemlerine bağlanır.
Gelin çevrede bulunan evliyalara attan indirilerek ziyaret ettirilir, yengelerle beraber aşıklar önlerinde çalıp söyleyerek gelin evine getirilir.
Bu arada yastık kaçırma yapılır. Gelinin gezme anında gelin tarafından özel yapılmış çok küçük yastık münasip bir yere gelince havaya atılır gençler iki grup olur yastığa yaklaşan gence vermemek için diğer arkadaşına verir. Böylece hayli koşuşmadan sonra gelin evine aynı gün kim getirirse bahşiş verilir. Bu kovalamaca öyle olur ki sabahtan akşama kadar devam eder. Gelinin gezisi sırasında salavat vermek üzere dualar edilir. Aşıklar deyiş düvaz güzelleme söylerler. Ayrıca gelinin önüne koç çıkarırlar eğer gelin tek eliyle koçu kaldırırsa koç onun olur. Yoksa koçu çeken çobana veya insana bağış verilir. Bu törelerden sonra gelin eve gelir gelinin atının başını çeken insan gelinin kayın pederine şöyle söyler bu arada gelinin kucağına bir oğlan çocuğu verilir. Bu şu demek oluyor (ilk çocuğun oğlan olsun dercesine) gelin attan inmiyor. Kayınbabası kaynanası Allah hayırlı eylesin der kayın pederi tarla, ev,s mal gibi karşılık vereceğini söyler.
Bunlar yapılırken gelinin atının ayağına küp kırılır (uğur sayılır diye) damda veya evinin balkonunda duran damat gelinin duvağına elma atar (elma tercüman melek denilir) ayrıca leblebi, üzüm, şeker saçar gelinin duvağına. Böylece gelin inmiş olur.
DAMAT TÖRESİ
Kızla aynı gün damatta hamama gider coşkuyla dua ile, salavat ile, sazlarla sözlerle ilk önce traş olurken şakalar olur. Berber usturanın kesmediğini söyler damadın arkadaşı bağış verir. Yıkanırken damada şakalar yapılır gözüne sabun çalma soğuk su dökme gibi hamamdan çıkarken iğne dürterler çalgılar coşkular devam eder. Güreş yerine gelinir güreş yerinin ortasında damat başı öğülür. Dualar edilir düğüne gelen gerek kendi köylerinden gelen insanlar gerekse davetliler damadı törelerler.
GÜREŞ TÖRENİ
Önce güreşi yürütecek doğruluğuna inanılır insanlardan güreşi anlayanlardan seçilir. Güreş şöyle tespit edilir. Küçük ayak, Ayak ayak, Küçük orta, Orta, Başaltı, Baş diye sıralanır. Pehlivanlar denkleşir salavat edildikten sonra peşrev yapılır, güreşçiler az döndükten sonra güreş başlar yenene daha önceden edilen tespit üzerine bağışları verilir. Böylece güreş biter. Güreş bittikten sonra tüm misafirlere yemek verilir rahat ettirilir.
AT YARIŞI
Aynı gün güreşten önce yapılır. Yarışa gidecek atlar beraberce yarışa bırakılarak düz arazide yapılır veya daire şekilde de dönebilir. Birinci ata bağış verilir.
TAVUK YARIŞI
Yarıştan sonra genç delikanlılar toplanır. Bir nokta gösterilir kim önce varırsa ona ödülü olan tavuğu verirler.
GELİNİN SUYA GİTMESİ
Düğünün bittiği gün sabahla öğle arası genç kızlar genç gelinler giyinip kuşanıp helkileri ellerine alarak pınara suya giderler. Beraberinde aşıkta olur böylece gelin suya gitmeye başlamış olur. Bu törenden sonra yemek verilir ayrıca suya giden genç kızların genç gelinlerin geline hediyeleri olur. Böylece düğün biter. Bayrak dua ile tekrar iner bayrağın ineceği zaman bir soğan dikilir bu soğanı önce kim nişan alırsa ona da bağış verilir. Böylece son bulur. Bizden de Allah hayırlı uğurlu etsin demek düşer.
KIZ BAŞI ÖĞME DUASI
Düğün törenlerinde kız başı duası şu şekildedir. Dede veya aşık tarafından okunur orada bulunan bacılar Allah Allah diye yalvarış yaparlar. Ellerini havaya kaldırırlar.
"Bismi Şah Allah Allah Muhammet Ali pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli yaptığımız bu düğünümüzü mübarek eylesin, ömürlerine bereket, vücutlarına sağlık, rızıklarına genişlik versin. Dünyada iyilik versin aralarında sevgi daim olsun her ikisi arasında sevgi Hz Adem ile Havva, Hz Muhammed Hz Ali ile Hz Fatima Hz Hatice arasındaki sevgi gibi olsun.
Soylarından gelecek çocukları kendilerine ulusumuza Atatürk ilkelerine ve toplumumuza hayırlı uğurlu eylesin.
Oniki imam ve Ehlibeyt dilde dileklerini gönülve muratlarını versin Bütün Milletimiz ile eşimizin dostumuzun talip ve muhiplerimizin içinde ağız tadlarını bozmasın.
Burada bulunan canları her iki cihandada aziz eylesin gerçeğe Hü Erenler" der. Cemaat bu dua okunurken Allah Allah diye Tanrı'ya yalvarırlar.
Son olarak da Er cemali, Pir cemali Hz. Muhammet ve Ehlibeyte selâm der dua biter.
KIZBAŞI ÖĞME DUASI
Hazreti Havva sevgisi bile
Hazreti Hatice ile gönüller güle
Hazreti Fatima muratlar vere
Verelim Muhammede candan selavat
Şahım Ali Muhammed
Zeynebi severim tacımdır benim
Şehriban Gülsüm'e niyazlar verin
Şirinim Kadıncık anam canandan canım
Verelim Muhammede candan selavat
Şahım Ali Muhammed
Şefaatkârı Fatıma güzellik versin
Severim Ehlibeyti kalbime girsin
Isteyenin Allah muradın versin
Verelim Muhammede candan selavat
Şahım Ali Muhammed
Düğünümde benim sazlarım çalsın
Deyişler düvazlar lokmalar yensin
Cemimde demimde semahlar dönsün
Verelim Muhammed'e candan selavat
Şahım Ali Muhammed
Gireyim cemimde lokmalar serem
Duvağım kırmızı hizmetler görem
Eraslan kültürüme kurbanlar olam
Verelim Muhammede candan selavat
Şahım Ali Muhammed
DAMAT ÖĞME DUASI
Damat öğme duası daha değişik olur deyiş şeklinde okunur. Bu duayı da Dede, aşıklar okurlar önceden anlattığım gibi güreş harmanı ortasında okunur. Güreş olmazsa düğünde geniş ev veya harmanda okunur. Dua okunurken herkes ayağa kalkıp Allah Allah diye yalvarış yaparlar.
DAMAT BAŞI ÖĞME DUASI
"Bismi Şah Allah Allah Hz. Muhammed, İmam Ali, Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli yaptığımız bu düğünümüzü mübarek eylesin ömürlerine bereket vücutlarına sağlık, rızıklarına genişlik versin. Dünyada iyilik versin aralarında sevgi daim olsun her ikisi arasındaki sevgi Hz Adem, Hz Havva Hz. Muhammed Hazret-i Hatice, Hz Ali Hz Fatıma sevgisi gibi olsun" diyerek duaya başlanır. Önü Kıble’ye döndürülür elini başına koyar duaya başlanır.
Güveyi damadımız gelmiştir karşıma
Bu gün tacı devlet kuşu kondu başına
Hak ömürler versin uzun yaşına
Beş vaktin sahibi ile hünkâr devletine
Verelim Hz Muhammed'e selavat
Bu yol kimden kaldı uludan kaldı
Mürvet kimden kaldı Ali'den kaldı
Kuşak kuşanmak kimden kaldı
Hünkâr Hacı Bektaş Veli’den kaldı
Hünkâr Hacı Bektaş ruhuna beş vaktin sahibi
Hz Muhammede Hünkâr devletine verelim selavat
Mümin secdeden kaldırmazdı başını
Hakka teslim etmiştir ömür yaşını
Kim okumuştur dersen damat başını
Şit Peygamber okumuştur damat başını
Şit Peygamber ruhuna beş vaktin sahibi
Hz Muhammed Hünkâr devletine verelim selavat
Cennetin kapısını kim açtı? Cömertler açtı
Abı hayat suyunu kim içti? Hızır Nebi içti
Hülle donunu kim biçti? Idris Peygamber biçti
İdris Peygamber Hızır Nebi ruhuna Hz. Muhammed ruhuna selavat, Hünkâr devletine selavat diye dua edilir, tüm misafirler “Allah hayırlı, uğurlu olsun” derler.
(Bu töre duası Tokat'ın Ahmet alan köyünden Aşık Halil Uçar’dan alınmıştır.)
KURBAN TÖRESİ:
Hubyarlılara sorulduğunda "Biz kurbanı pişirmeden pilav yapmadan ne yer ne dağıtırız. Çiğ kurban dağıtmayı suç sayarız." ayrıca sofraya ayran ve başka yiyeceklerde koyarız, Hakkın verdiğini halka veririz derler.
Alevinin kurbanı çiğ dağıtılmaz çiğin kurbanı çiğ olur bizler pişmiş insanız. Sonra bizim kurbanımız tekbirlenir duası olur böyle olmazsa Hakka hayıra geçmez, bizim töremizde suç sayılır.
Eraslan Doğanay
(08.09.2001)
(08.09.2001)
0 Yorumlar