Lütfen şu suçlara bir bakın:
– İhaleye fesat karıştırmak.
– Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak.
– Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak.
– Baskı, cebir, şiddet, mafyavari yollar kullanmak.
– Devletin imkanlarını yasadışı yollarla kendi tarafına veya taraftarlarına aktarmak.
– Kamuyu zarara uğratmak.
– Görevini ihmal etmek ve görevini kötüye kullanmak.
– Çete kurup zimmetine para geçirmek.
– Sahte fatura kullanıp kamuyu dolandırmak.
– Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.
– Terör örgütü propagandası yapmak.
Ve daha başka adi suçlar.
– İhaleye fesat karıştırmak.
– Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak.
– Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak.
– Baskı, cebir, şiddet, mafyavari yollar kullanmak.
– Devletin imkanlarını yasadışı yollarla kendi tarafına veya taraftarlarına aktarmak.
– Kamuyu zarara uğratmak.
– Görevini ihmal etmek ve görevini kötüye kullanmak.
– Çete kurup zimmetine para geçirmek.
– Sahte fatura kullanıp kamuyu dolandırmak.
– Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.
– Terör örgütü propagandası yapmak.
Ve daha başka adi suçlar.
TAM 622 SUÇŞu an milletvekili olanlarla ilgili 622 tane fezleke oluşturulmuş. Yukarıda sözünü ettiğim suç türlerinden 500 kadarı TBMM’de sorgulanmayı bekliyor. Bu suçların içinde en dikkat çekenleri devlet malını hortumlayanlarla ilgili. İhaleye fesat karıştırarak hazineyi soyanlar, ne yazık ki milletvekili dokunulmazlığı ile yargılanmaktan kurtuluyorlar. Bunların; çıkar amaçlı suç örgütü kurarak devleti zarara uğrattıkları iddia ediliyor. Bu amaçla sahte fatura bile kullanılmış. Bu vurguna karşı çıkanlar ise mafya türü baskılarla susturulmuş.
İşte böyle suçlamaların yapıldığı kişileri; bu TBMM şimdiye kadar korudu, kolladı. Bu suçlamalara muhatap milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmadı.
İşte böyle suçlamaların yapıldığı kişileri; bu TBMM şimdiye kadar korudu, kolladı. Bu suçlamalara muhatap milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmadı.
KILIÇDAROĞLU’NUN DURUMU;Adalet Bakanı Sadullah Ergin dedi ki: ‘Kılıçdaroğlu kim ki ona fezleke uygulanmasın?’
Doğrudur; eğer ortada bir suç var ise o da hesabını vermeli. Lakin; CHP Lideri ne ile suçlanıyor?
Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek’ ve ‘kurum halinde çalışan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek’ ile suçluyor.
Niçin?
CHP Lideri; Silivri yargılamalarını; buradaki uzun tutukluluğu; muhalefetten olanların tutuklu yargılanarak tutukluluğun bir ceza olarak uygulandığını; Silivri adliyesinin bir sürgün kampı gibi kullanıldığını söylemişti.
İşte suçu bu…
Tabii suç ise…
Bir de diğer milletvekillerinin durumuna bakın…
O zaman Adalet Bakanı Ergin’in ‘Kılıçdaroğlu kim ki?’ havalanmasının doğru olmadığını görürsünüz.
Öncelikle hesap vermesi gereken milletvekili var ise; bu millet malını hortumlayan, çıkar için çete oluşturarak hazineyi tırtıklayan milletvekilidir. Kılıçdaroğlu’nun suçu, rüşvet almak, zimmetine para geçirmek; çete kurarak devleti dolandırmak; naylon fatura düzenleyerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalmak olsa idi; herhalde kimse onu savunmaya kalkışamazdı.
CHP Lideri’nin durumu ile hırsızların durumunu aynı göstermek; hırsızları korumanın gizli yoludur.
Doğrudur; eğer ortada bir suç var ise o da hesabını vermeli. Lakin; CHP Lideri ne ile suçlanıyor?
Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Ali İşgören, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek’ ve ‘kurum halinde çalışan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek’ ile suçluyor.
Niçin?
CHP Lideri; Silivri yargılamalarını; buradaki uzun tutukluluğu; muhalefetten olanların tutuklu yargılanarak tutukluluğun bir ceza olarak uygulandığını; Silivri adliyesinin bir sürgün kampı gibi kullanıldığını söylemişti.
İşte suçu bu…
Tabii suç ise…
Bir de diğer milletvekillerinin durumuna bakın…
O zaman Adalet Bakanı Ergin’in ‘Kılıçdaroğlu kim ki?’ havalanmasının doğru olmadığını görürsünüz.
Öncelikle hesap vermesi gereken milletvekili var ise; bu millet malını hortumlayan, çıkar için çete oluşturarak hazineyi tırtıklayan milletvekilidir. Kılıçdaroğlu’nun suçu, rüşvet almak, zimmetine para geçirmek; çete kurarak devleti dolandırmak; naylon fatura düzenleyerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalmak olsa idi; herhalde kimse onu savunmaya kalkışamazdı.
CHP Lideri’nin durumu ile hırsızların durumunu aynı göstermek; hırsızları korumanın gizli yoludur.
ARINÇ NE DİYOR?AKP’li Bülent Arınç da Sayın Kılıçdaroğlu’na benzer bir çıkış yaptı. O da Silivri mahkemesinin yanlış yaptığını; milletvekili seçildiği halde tutuklu yargılanan Mustafa Balbay’ın ve Mehmet Haberal’ın hemen serbest bırakılmasını istedi.
Böylece adli yargılamayı açıkça etkileme çalıştı.
Silivri Savcısı Ali İşgören buyursun; ona da dava açsın, açabiliyorsa…
Ya Başbakan Erdoğan’a ne demeli? O da eski Genelkurmay Başbakanı Başbuğ’un tutuklanmasını eleştirmedi mi? Bu tavrı ile da yargılamayı etkilemiş olmuyor mu? Buyursun ona da bir fezleke düzenlesin.
Böylece adli yargılamayı açıkça etkileme çalıştı.
Silivri Savcısı Ali İşgören buyursun; ona da dava açsın, açabiliyorsa…
Ya Başbakan Erdoğan’a ne demeli? O da eski Genelkurmay Başbakanı Başbuğ’un tutuklanmasını eleştirmedi mi? Bu tavrı ile da yargılamayı etkilemiş olmuyor mu? Buyursun ona da bir fezleke düzenlesin.
YARGIÇLAR DEVLETİAma düzenleyemez… Zaten düzenlemesi de ayıp olur.
Siyasetçinin hukuk, ekonomi, politika, kültür, sağlık vb. her konuda özgürce görüş belirtmesi gerekir.
Yoksa; o ülkede parlamenter demokrasiden söz edilemez.
Bugün; Türkiye’de özel yetkili savcılar ve yargıçlar kendilerini milletten ve millet iradesinden üstün görür bir duruma geldiler.
Milletin seçip Meclis’e yolladığı temsilcileri bile hapiste tutuyorlar.
Türkiye’yi AKP iktidarı değil de sanki özel yetkili mahkemeler yönetiyor. Bu yargıç ve savcılara HSYK asla dokunmuyor.
Devlet içinde devlet; hükümet içinde hükümet; milletten üstün mahkeme…
Kendini milletten üstün sanan bu özel hukuka kim dur diyecek?
Siyasetçinin hukuk, ekonomi, politika, kültür, sağlık vb. her konuda özgürce görüş belirtmesi gerekir.
Yoksa; o ülkede parlamenter demokrasiden söz edilemez.
Bugün; Türkiye’de özel yetkili savcılar ve yargıçlar kendilerini milletten ve millet iradesinden üstün görür bir duruma geldiler.
Milletin seçip Meclis’e yolladığı temsilcileri bile hapiste tutuyorlar.
Türkiye’yi AKP iktidarı değil de sanki özel yetkili mahkemeler yönetiyor. Bu yargıç ve savcılara HSYK asla dokunmuyor.
Devlet içinde devlet; hükümet içinde hükümet; milletten üstün mahkeme…
Kendini milletten üstün sanan bu özel hukuka kim dur diyecek?
Rıza Zelyut
0 Yorumlar