Bakanlığın yeni müdürlerinin işletmecilikten gelmelerine dikkat çeken Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, 2 Aralık 2011 tarihli yazısında “Bazı kararlar sanki bakanlığın dışındaki bir kadro tarafından alınıyor, uygulamaya konuluyor” diyerek, bu tuhaf duruma bir soru işareti koydu.
Bakanlığın dışındaki o kadroyu çok anlattım. Eğitim piyasası kurma göreviyle yetkilendirilmiş, 2006 yılında 5544 sayılı yasayla kurulmuş, ana okulundan üniversiteye kadar bütün örgün ve yaygın eğitim kurumlarını yeniden yapılandırmakla görevli, MEB yerine ikame dilmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı, içinde on yabancı uyruklu uzman bulunan, SGK ve İş-Kur ile birlikte çalışan, Mesleki Yeterlilik Kurumu adında bir kurumdur sözü edilen kadro.
Hatta, bilgi edinme hakkımı kullanarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına elektronik mektupla sordum, bir ay sonra “her ne kadar 2006 yılında kurulan kurumumuzda ilgili yasaya göre on yabancı uyruklu uzman kadrosu açılmışsa da, kurumumuzda yabancı uyruklu uzman çalışmamaktadır” diyen bir cevap aldım. Tabii ki bu cevaba inanmadım.
Eğitimin piyasaya devredilmesinde MEB’na verilen koordinatörlük işlevi adım adım tamamlanıyor. Yeni görevlerin tamamı o nedenle işletmeci mantığıyla geldi. Hatta, bakanın bizzat kendisi eğitim kökenli değildir. Dinçer’in, “Ben eğitim enstitüsü mezunlarıyla çalışmak istemiyorum” demesi ondandır.
Saygı Öztürk’ün soru işaretli bıraktığı kadro orada, Kavaklıdere’de SGK, İş-Kur, MYK binalarında, yan yana mavi-beyaz bayraklı üç binada harıl harıl eğitimi şirketleştiriyorlar. http://www.myk.gov.tr adresinden girilerek bugüne kadar neler yaptıklarına bakılabilir. Sertifikalı kurs nasıl işletilir, nasıl açılır, başvurusu nereye yapılır, 3 ayda ne kadar bilgi verilir, sertifikaların akreditasyonu nasıl yapılır, vs. eğitimler için açtıkları seminerler orada görülebilir.
Açtıkları kursun eğitim seminerleri için para alıyorlar. Açılan her kursta onlara biz maaş ve gelir kaynağı yaratıyoruz. (Bkz.5544 sayılı yasa, Kurumun Gelirleri maddesi)
Örneğin, şu anda İstanbul’da bazı baroların da katıldığı toplantıda İş-Kur ve MYK’dan onaylı “arabulucu hukukçu sertifikası” semineri var. Hukukçu (kadılık!) kursları nasıl açılır, bunun eğitimi veriliyor. Bu seminere işadamları (işletmeciler) ve bazı barolar davet edildi. Çünkü barolara, sus payı, pastadan pay düşecek şekilde paralı hukuk kursları açtırılacak. Yani, barolar hukukçu sertifikası veren şirketlere dönüşecek.
İstanbul Barosu başkanı ve avukatlar o seminer toplantısını bizzat içeri girerek protesto ettiler. Fakat, doğru hedefi gösteremediler. Bu semineri veren MYK adlı merkezi göstermeleri gerekirdi. Oysa aylar önce İstanbul Barosu’na MYK hakkında bilgi vermiştim.
Diyecekleri şuydu:
-Hukuk fakültelerine alternatif kurslar açılamaz!
-Hukuk eğitimi piyasaya devredilemez! Sömürgeci eğitim şirketlerine hayır!
-Fakülte yerine 3 aylık kurslarda hukuk öğrenilemez!
-Hukuk Eğitimini piyasaya veren 5544 sayılı yasa kaldırılsın, MYK kapansın!
-Türkiye bir hukuk devletidir, Türkiye şirketler devleti olamaz!
Adım adım, Hukuk fakülteleri ve Siyasal Bilgiler fakülteleri piyasaya atılarak berhava ediliyor. Sadrazam Hüseyin Avni Doğan Paşa’nın kurduğu Mülkiye Mektebi (1859) tarihe karışacak. İngilizlerin oyuncağı Abdülmecit’e rağmen kurulmuştur. Mülkiye’nin kuruluş amacı “Osmanlı bürokrasisini gayri müslim tasallutundan kurtarmak”tı. Mülkiye marşındaki “ey vatan gözyaşların dinsin yetiştik çünkü biz” onu anlatır. Mustafa Kemal, onun yolunda yürümüş bir Doğan Bey’dir!
Bugün Mülkiye Mektebinin kuruluş amacı ortadan kalkmış olmalı ki hukuk eğitimi 1859 öncesine döndürülebiliyor. Abdülmecit kutlamaları ile Mülkiye’nin berhava edilmesinin zamanlaması tesadüf değildir. Alternatif panellerle Hüseyin Avni Doğan Paşa anılmalıdır. Osmanlı’ya Sevr’i hazırlayanlar onun adından bile korkardı, bize de onu yaşatmak düşer.
Saygı Öztürk’ün adı geçen yazısında en önemli saptaması şudur:
“Büyük kadro harekatıyla eğitimin hafızası yok ediliyor, bir dönem kapatılıyor.”
Çünkü artık şirketlere para kazandıran, paran kadar eğitim sistemi geliyor. Bakınız, patır patır Eğitim Sağlık Turizm (EST) şirketleri, Spor Sağlık Turizm (SST) şirketleri kuruluyor.
MEB içerisinde yeni kurulan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bu görevle kurulmuştur; MYK ve İş-Kur ile birlikte çalışmaktadır. Açılacak olan sertifikalı kurslar buraya bağlanacaktır.
Eğitim Bakanlığı artık şirketlerin koordinatörü haline getirilmiştir. MEB, doğrudan MYK’nın emrindedir ve kararlar orada alınmaktadır.
Saygı Öztürk’e, barolara ve halkımıza arz ederim.10.12.2011
11 Aralık Pazar sabahı 10.00 da TRT Radyo haberlerinde şu haberi dinledim:
“Arabulucu Kanun Tasarısı TBMM meclis başkanlığına verildi. Bu kanunla mahkemelerin yükünü hafifletmek hedefleniyor.”
Bugün günlerden Pazar ve Pazar sabahı verilen haberler dikkatten kaçırılması istenen haberlerdir! Uyanmayalım diye böyle haberler hafta sonları veriliyor, dikkat!
Arabulucu Kanun Tasarısı nerede hazırlandı diye sormaya hacet var mı?
Hukuk dahil, bütün meslekleri parçalayıp yeni iş alanları türeten müfredat kırıcıları Mesleki Yeterlilik Kurumunda iş başındadır.
Hukuk dahil, bütün meslekleri parçalayıp yeni iş alanları türeten müfredat kırıcıları Mesleki Yeterlilik Kurumunda iş başındadır.
Mahiye Morgül
İLK KURŞUN
İLK KURŞUN
0 Yorumlar