”….Peki demokratik müreffeh bir Türkiye nasıl olacak? Özerk Doğu Karadeniz olacak Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Demokratik Türkiye Özerk Kürdistan olacak. Biri çıkıp sen yanlış anlamışsın diyebilir ama ben böyle anladım. Ben böyle yorumluyorum. Demokratik özerklik projesinde TBMM var olmaya kesinlikle devam edecektir. Asla buna bir itiraz yok TBMM devam edecektir İstiklal Marşı, Türkiye’de okunmaya devam edecektir. Buna hiçbir itiraz yok Türk bayrağı Türkiye’de dalgalanmaya devam edecektir. Buna da hiçbir itirazımız yok ama bununla birlikte her bölgede bölgesel parlemento olacaktır. Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacaktır. Türk bayrağının yanında Türkiye bayrağının yanında benim dedelerimin, hepinizin dedelerinin de katkısı ile ödemiş olduğu bedelle elde edilen ve şu an asılan bayrağın yanında elbette ki Kürt halkının da yerel renkleri, bayrağı da gökyüzünde olacktır. Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur” dedi.”
Lütfetmiş beyefendi en azından TBMM, İstiklal Marşı, bayrak bizim bölgelerimizde de dalgalanabilir demiş. Açıkça ben bağımsızlık istiyorum diyor işin laf kalabalığı yaparak işin içine Orta Karadeniz, Doğu Karadeniz gibi bir takım ekler daha sokarak asıl söylemek istediklerini makyajlayarak anlatıyor.
Bıraksalar Karadeniz seni bir kaşık suda boğar. Sizden başka bir tarafı kalkan, etnik terör uygulayan kim var?
Bu zevat her fırsatta Türk devletine, Türk milletine küfrediyor, her fırsatta terör örgütünün yandaşlığını sözcülüğünü yapıyor ve halen görevine devam ediyor. Devlet adına faaliyetlerde bulunuyor.
Kürdistan bayrağı ile Türkiye bayrağı yan yana dalgalanabilirmiş. O bayrağın sapı senin bir tarafına girsin. Hastir diyoruz, hastir. Bunlar hakarewt olmasa gerek, çünkü bu zevat daha bir kaç ay önce bu kelimeleri Türk milleti için kullanmıştı ve kimse ona bir yaptırım uygulamamıştı.
Kürdistan bayrağı ile Türkiye bayrağı yan yana dalgalanabilirmiş. O bayrağın sapı senin bir tarafına girsin. Hastir diyoruz, hastir. Bunlar hakarewt olmasa gerek, çünkü bu zevat daha bir kaç ay önce bu kelimeleri Türk milleti için kullanmıştı ve kimse ona bir yaptırım uygulamamıştı.
Bir yerlerden cesaret almış ağzına geleni veriyor veriştiriyor, arkasında sözde aydın destekçileri ve sözüm ona akademisyenleri buna teori üretiyor, haklılık payı tartışılıyor. Karşılık vermeye çalışanlar hain muamelesi görüp susturuluyor. Kürdüm diyen el üstünde tutulup demokrasi denilen şeyin tüm nimetlerinden faydalanırken Türk’üm diyen faşist ilan ediliyor. Bölücü konuşurken Türk susturuluyor, asıl hainse Merzifon eşeği gibi anırıyor.
Cebinde miletin vergisiyle aldığı maaşı olduğu halde devlete kafa tutan, açıkça ayrılmak istiyorum diyen bu ve bunun gibiler görevlerinin başındalar. Oysa bunlar gibi silahlı veya silahsız teröristlerle yıllarca mücadele eden şerefli subaylar içerideler. Belli ki hukukun terazisi kaymış terörü, teröristi övmek suç olmuyor, taş atan piçler onar, yüzer serbest bırakılıp, pişman değilim diyor, düne kadar ağzını açamayanlar bugün kıroistan naraları atıyor, bunun aksine Türk yurdunun bölünmez bütünlüğünü savunanlar susturuluyor, zindanlara atılıyor.
Hükümetten ABD’den her türlü desteği almış son gaz açılıma devam ederken her gün gelen şehit cenazelerine katılmak yerine terörist leşlerine giden kürt milletvekilleri açıkça meydan okuyor, her lafa hemen cevap yetiştiren başbakan susmuş başka işlerle meşgul gözüküyor. Bir kaç cılız ses var ortada kimse duymuyor, bir kardeşlik türküsü tutturmuşuz gidiyoruz.
Artık görme zamanıdır, kürtler bizim kardeşimiz değil, içimizde beslediğimiz hainlerdir. Bunun en somut örneği de hiç uzaklara gitmeden kürtlerin seçtiği Baydemir’in yukarıda alıntılanmış iki cümlesidir.
Artık görme zamanıdır, kürtler bizim kardeşimiz değil, içimizde beslediğimiz hainlerdir. Bunun en somut örneği de hiç uzaklara gitmeden kürtlerin seçtiği Baydemir’in yukarıda alıntılanmış iki cümlesidir.
0 Yorumlar